Goncalar açarken yüreklerinde
Avamın fakirliği dillerine
Kem söz ki yakışır mı ediplere
Nusret gerek zihni nusretlilere
"Eylül yaprakları gibi dağılırken sere serpe
Tutunamadım aldı beni benden rüzgar dilberleri..."
Sabahlara düşünce beyaz
Sarılınca o inceden meleğe
Seni hatırlatır bir kırlangıç
Havada uçan martılar
Tutuşan hislerimle sarıyorum
Asya’dan Anadolu’ya gelen ata babalar
Kurdular oba oba boy boy çadırlar
Dolaşır bozkırlarda, çayırlarda kıratlar
Kıratlar şaha kalkmış bir şafak vakti
Bozkırın ufkunda alaca bir kan rengi
Karşıda Bizanssın hercümerç askerleri
Sahipsiz sandıklarına bedel
Mevt haktır, çirkin ya da güzel
Esrarlı olsa da diriliş, neden
Sonsuzluğa biçmektir kefen
kör talihimden midir suskunluklarım,
kaderimin güruhu musun ey sevgili,
ses ver...
Yalanlar üzerine kurulu
Binlerce tabu
Yıksan da heykelleri, yıkamazsın
İnsanlar hayalle dolu
Binlerce genci yaşlısı
Puslu bir hava hâkim
Gök kubbede serzeniş
Kimin eli kimin cebinde bilmem
Dolaşır kalabalıklarda beyzadem
Vicdanım, ruhumun hayallerindeki süsü
Sesi ıpıssız çığlık gibi duyulur yüreğimde
Acı olur bir zaman bir kâbus derinliklerde
Mesut olur bir zaman bir hülya denizinde
Ansızın canlanır bir bahar gibi sabahımda
Hisler sel olur her an rüyalarımda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!