1803 yılında Boston'da doğdu. Babası ve dedesi Protestan papazıydı. 1826 yılında Harvard Üniversitesinden mezun oldu.
Emerson da babası gibi papaz oldu ve 1829'da bir Üniteryan kilisesinin rahipliğini üstlendi, aynı yıl Ellen Louisa Tucker ile evlendi. Eşi 1831'de öldü. 1832'da ruhsal bir bunalımdan dolayı rahipliği bıraktı. Bu kararında karısının ve erkek kardeşlerinin ölümünün payı büyüktü. Biçimsel dinin geçerliliğini yitirdiği kanısına varan Emerson 1832-33 yıllarında ilk İngiltere yolculuğuna çıktı. Wordsworth, Landor, Coleridge, John ...
Düşünmeyin kaba, zalim olduğumu da
Yalnız yürüdüğümden vadilerde ve koruda
Ormanın tanrısına gidiyorum
Sözlerini alıp getirmeye insanlara
Tembelliğime yormayın bakıp da
Tek başıma koruluğa, dere vadisine
İniyorsam biri sanmayın kaba ve haşin;
Gidiyorum ben ormanın efendisine
Sözlerini alıp insanlara getirmek için.
Kollarımı kavuşturmam yüzünden,
Dağ tepesinde bir çam olamazsan,
Vadide bir çalı ol.
Ama dere kenarındaki en iyi küçük çalı sen olmalısın.
Çalı olamazsan bir avuç ot ol.
Bir yola neşe ver.
Bir nilüfer olamazsan bir saz ol.
Bir tepeye uzandı bir Arap
Ve yaktı hasret türküsünü,
Dilinden inciler döküldü:
Bir tek yaz kuşu
Kederini duydu,
Öyle bir iç çekti ki derinden
Benden sorulur geceler ve sabahlar,
Neşeli güneş, kambur kamer,
Hava boşlukları, körfezi mesafelerin,
Haddi hesabı olmayan günler.
Saklanırım ihtişamında güneşin,
Şükürler olsun ışığına sabahın,
Şükürler olsun köpüren denize,
Yaylalarına New Hampshire’ın,
Yeşil saçlı ormanın cömertliğine;
Şükürler olsun yürekli insanlara,
Erdenliğine kutsal aklın, ve hevesi kırılmayan
16 yaşındayım bende siir yaziyorum bakar mısınız