Suyu temizliyor ayakların /gerçek mi gerçek/
savaş pilotu exupery'nin
parmaklarının suya dokunuşudur
çoğalan ibrahimlerle
bir gelecek vakit habercisi
yeniden çizdi kenti
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Mübarek Ramazan ayını da tüm inacı içelliğinde temiz ve hür vicadıyla ve dünya halklarına saygı duyarak yaşayanların hepisine saygımı iletiyorum…
Bu muhterem zata ise dünkü günün şiirin altına şunu yazmıştım… Ve o kafaya bundan başka denecek çok az söz var... ´
Bu şahsın, Allah’tan, peygamber ve Kuran’dan vs vs ahkam keserek burda ki pazarlamasını değil biz, inancı temiz ve temiz vicdan da şekil ve gösterişten uzak nicelerinin de artık hiç kayde dahi almıyorlarına inanmak istiyorum/almamaları gerekir diyorum…
Şahsen kendim hiç mi hiç kendini bilen insaların, bu kişiye ve zırvalamalarına, savsaklamalarına iyi bir edebi/insan olarak tokat atması gerekiyor ve bu zorunlu gibi…Sadece burda degil..toplumun içinde de. Bu şahsa en iyi cevabı esasında inancı söylemde/göstererek/pazarlayarak değil, eylem/tutum ve iletişimlerinden temiz inanca sahip olduğu iması bende olan Hasan Buldu bey tam yukarda ki deyişle bu şahsa iyi tokat vuryor esasında, ama edebi düzeyi sıfır olduğu için bu zata pek fayda etmiyor.. Evet esasında siz, içelliğinde temiz inanç sahipleri, dini, sözüm o ki şair kılığı ile pazarlayan/burda hocalık/imamlık yapmaya yeltenen o ve onun gibi yobazlara esas siz öyle bir insansal ve edebi okkalı tokat atın ki..kendilerin değil burda 54.000 bin yobaz…ancak 4..ya da 5 kadar olduğunu anlasınlar'
Saygıyla
'Nsi/Nadir Sayın'Rümuzlu beyefendi Özgür beyin, özgür fikir falan diyerek yine bu güzel terimin arkasına sığınararak inanan insanlara, 'çürük beyinler' vs.. diyerek bri sürü hakaretler yağdırmış! Bu hakaretini sayın (!) bayımıza komple iade ettikten sonra kendisine şunları sorayım;
1)Özgürlük terimi sizce ne demektir? Hiç bir fikre, hiç bir ideolejiye, hiç bir dine, hiç bir adet ve örfe, kanuna, kaideye bağımlı olmadan, sempati duymadan, kaide ve düsturlarına tabi olmadan yaşamak demek mi?
2)Sizce insanlar tesadüfen mi olmuşlar ki, yaratıcıları olan Yüce Allah(cc)a minnetleri, tebaiyetleri, saygıları, kullukları olmasın?
3)Ve ya, sizi siz mi yarattınız ki, kaideleri, kanunları, zevkleri, inançları, pardon inançsızlıkları, adet ve örfleri kendi nefsinize ve hevanıza göre tanzim ediyorsunuz? Böyle bir kudretiniz ve ilminiz varsa size saygı duyarım. Çünkü o, zaman sizde saygı hak eden bir ilah (!)olursunuz!
4) Müslümanların devamlı kitaplarına, inançlarına, ibadetlerine , dinlerine saldırıda bulunup, onları çağdışı(!) ilan ediyorsunuz! Bu beğenmediğiniz dinin yerine sizce hangi dini ikame edelim? Siz bu kadar aydın(!) ve kültürlü olduğunuza göre, demek ki bütün dinlerle beraber bizimkinide incelemiş kıyaslamış ve içlerinden en modernini kendiniz için seçmişsinizdir? Şayet öyleyse, bize hangisini tavsiye edersiniz? Lütfen kıyaslar yaparak izah edin avam(!) kalan bizleride irşat/!) edin! Böyle bir birikiminiz yoksa ki yok! Şu Mübarek Ramazan boyunca bari bir Rahip kadar bir Papaz ve gayr-i müslim kadar müslümanların inancına saygı gösterin.
'Seccaden kumlardı…
Devirlerden, diyarlardan
Gelip göklerde buluşan
Ezanların vardı!'
'Yeryüzünde riyâ, inkâr, hıyanet
Altın devrini yaşıyor…
Diller, sayfalar, satırlar
“Ebu Leheb öldü” diyorlar.
Ebû Leheb ölmedi, yâ Muhammed
Ebû Cehil kıt’alar dolaşıyor!'
birisi kutsal kitapları bilginler yazmış diyor.. birisi ve insan tanrıyı yarattı diyor..birisi dine ve inananlara her türlü hakareti yapar... sıkışınca da ya biz de müslümanız... dedemiz hacı...babamız hoca vs. derler..
sizler de azıcık ahlak olsa şu mübarek ayda saldırılarınızı durdurursunuz... haçlı saldırılarınızı..
hele avrupa da yaşayanlar..size ne Türkiye'den... ezansız bir memlekette yaşıyorsunuz.. çanlar sizi mest ediyordur...
bir de sürü..cemaaat vs. ezberlerini tekrar edenler... özgürlükten..birey olmaktan dem vuranlar.. sürü mantığı ile hareket etmeyen çağdaş bir örgüt gösterin.. partisinden tut...sendikasına kadar bütün örgütler cemaatçi yapıdadır....biraz objektif olun lütfen..
Bu şiir ayrıca bana geçtiğimiz günlerde tam sonuçlanmamış ‘hür beyin-fikir’ kavramında giden tartışmanın boyutlarını anımsatıyor.. Neden çünkü şiirde ancak ‘hür beryin-fikir’ varsa can bulur ve o şiir ancak özgür şiir olabilir..
‘Hür beyin, yürek ve düşünce’ insanların örgütlenmesi boyutunda eger o toplum gerçekten halkı için hukuksal, sosyal ve adaletli bir toplum yaratabilmişse genel olarak insanların hür beyin, yürek ve özgürlüğünden bahsedebiliriz. Yoksa burda al bir dua ver öbürüne …yok şu ayet böyle der, ikibin yıl önce insanları faydası için şu ayet şöyle buyurmuştu..larla içine düşülen illizyondan görüntüler sergileriz.
Neyse diyelim ki çevre tezliğini koruma örgütü, tüketicileri koruma örgütü, sendikalar, hukusal yardıma gereksinimi olanlara hizmet örgütü, köyleri sosyal-kültürel geliştirme örgütü, sosyal ve finansal sorunları giderme ve desdekleme örgütü ve sair..
Evet bunların tam tamına sadece ismen değil fiilen de işlevini yerinde getirme boyutlarında, ancak, ‘hür düşünce’lerenden kolektif bir ‘hür düşünceye’ dayalı başlam, eylem, uygulama ve sonuçlandırma programı yapilabilir… Eger bir toplumda bunlar oluyorsa hür toplum, kollektif toplum..kardeşin kardeşini ve komşusunu düşündüğü toplum olunur..Çağ bunu gerektiriyor..24 saatlik ekonomi varlıklı toplumumuzda…
Bir diger anlatımla tek başına olan ‘hür düşünce’ ya da vicdan.. sadece kendi başınadır. Toplumda ki değişime hiç ama hiç bir katkısı olmaz/olamaz ve o hür vicdan ise egosit bir vicdandır.
Ama bunlar sadece geneli yozlaşmamış, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal, hukuksal ve toplumsal sivil olan örgütlerin hiç bir legal, yasal, illegal, cemaat ya da ideolojik saplantılar içinde ki boyutlara kendini kaptırmamış ve o devletin bu örgütlere tamamen hukuken ve işleyişinde özgürlük tanınmış yasalarıyla mümkündür.
Toplumsal yaşamda eger siz geneli teşkil eden halk katmanlarında yozlaşmanın diz boyu olduğu, bir simitcinin dahi devlet polisi/eminiyeti tarafından dinlendiği endişesi taşıdığı ve bir savcının degeriyle savaştığı, biat edenin sadaka ile geçinmeyi içseleştirmiş bir toplum boyutu gittikçe ilerliyorsa ve cemaat başkanları ve sahte peygamberlere halk yığınları yaşamlarını/oylarını siyasi ve inaçlarını onlara bağımlı kılmaya duya çıkıyorlarsa ve tüm sivil örgütler içinde gizli ajanlarla doldurulmamış garantisini size hiç kimse veremiyorsa… siz ve ben o toplumda kollektif ‘hür fikir ya da özgür düşünceden, yürekten’ ve bunların varlığından pek söz edemeyiz.
Evet toplum gidişatımız ‘hür fikre, özgür düşünceye’ değil biatcılığa ve gizli dalkavukluğa bürünmüş/büründürülmüşlükle ilerlemekte… O yolda giden bir izlenim gözlerimizin önünde bir cambazın ipte oynayışı gibi sahnede..ve biz ise seyrediyoruz… yüzdemizin bilmem kaçı alkış tutmuş..çoğunluğu ise ağzı açık seyrediyor…az kalan bir prosenti ise itiraz dilekçesi protestoları yağdırıyor..
………
Bu kaos gidişat ve yozlaşmışlık boyutu kollektif özgür düşünceye bağlı örgütlenmeyi olanaksız kılar. Özgür düşünceye dayalı örgütlenme ortam varsa ondan doğar… O olmazsa ne doğar: Biatçılar, cemaatciler, cebini dolduranlar, han hamam sahibi olanlar, ve teröristler doğar.
Ve siz de o toplumda gerçekten hür fikir ve özgür düşüncede olan yurdunu insanı toplumunu seven bireyleri..ne yaparsınız…etkisizleştirir..örgütlenmesini imkansızlaştırır ve baktınız yetmiyor kalanları da hapse atarsınız. Yozlaşma girdabında olan halk katmanları senelerce süren, suçluluğu kanıtlanmayan ve senelerce sürdürülen mahkemelerde onların analarını ağlatır; evlatlarını intahara gönderir ve yakın eş dostlarının ilişkilerini kesen bir ortam yaratırsınız..
Halk katmanları ise bu haksızlıklar karşısında tini ya da teni dahi kıbırdamaz… Hatta kendi satılmış, biatcılığa ruhunu kaptırmış, cennetle mukafatlandırılacağına teslim edilmiş çürük beyinler yazar-çizer, basın örgütlenmesi yaratırsınız…Onlarda yazar kılığına girmiş, prof.kılığında ruh çağırır edelarıyla, imam fonksiyonu yürüterek, ben basın özgürlüğündeyim duasıyla camilere dahi sıgmaz olurlar..
Ve bizler burda her kesim ve alandan, inançtan ve insan kavramından, ideoloji ve siyasi fikirsizlikten ..hür beyinler olarak; şiire özgür düşünce, yürek ve akılla ürettiğimiz, izlediğimiz algı, analizimizi yapar..geçinir gideriz…
Saygıyla..
'vakur dinç
bir devrimden
iyi anlarım
- benim işim
devrim
yapmak '
Bu bentte de belli ki Hz.Peygamber'in Mekke'nin kokuşmuş düzenine başkaldırısı dile getirilip en büyük devrimci olduğu vurgulanıyor.Dediğim gibi o yıllarda 68'lilerin estirdiği fırtına birçok siyasi gerüşü de etkisi altına almış,her akım kendisine göre bir devrim türküsü tutturmuştu.
'bir şölen
kelimelerde
inanınca duanın gücü artar
tutsaklık eridi
bir akımdır geçen yüreğimden
en uzaktaki bir müslümanın yüreğine
/varoluş sevmenin ekonomisi/
baktığın yerlerde gölge
rahman rahim
bir kutsal gölge '
Dizelerinde,sosyalist 68'lilerin başlattığı başkaldırı hareketine özenen kimi entellektüel dini grupların refarans olarak Allah'ı, dolayısıyla İslam'ı alıp yeniden Asr-ı Saadet'e dönme fikrinin ilk nüveleri dile getiriliyor. İkinci Yeni'den başlayarak, özellikle Sezai Karakoç,Erdem Beyazıt,Cahit Zarifoğlu...gibi İslamcı şairler, köylülükten kurtulup en az sosyalist şairler kadar dünya meseleleriyle ilgilenmişler,onlar kadar,belki daha fazla,(Cahit Zarifoğlu bir imge deryasıdır çıkamadığım.) imge sihirbazı olmuşlar,yine meleketimdir diye demiyorum,Maraş bedestenlerinde yayımladıkları küçücük dergilerle entellektüel İslamcı şiirin temellerini atmışlardır.
Sevgili Hasan Buldu,gozu pek arkadasim,
Verdigin bilimsel gerceklere ben buradan yuzlerce daha fazlasini ekleyebilirim am nafile...
Cocukluktan beri cehennem,alevlerde cirpinarak yanma korkulariyla beynine din islenmis ,degil sorgulamak,bilimsel gerceklere bakarak dogruyu bulmak,sorgulamayi dusundugunde bile korkularla bu konuyu es gecen insanlarin, akilci mantigini;milyonlarca insan inaniyorsa bunda bir gercek payi vardir diye kendi olduren,hic bir somut delili olmayan ama varsayimlar uzerine yapilandirilmis,gelistirilmis inanclari benimseyen bir toplumun bu orneklerinize sorgulayan bir mantikla bakmalarini beklemeniz cok ama cok nafile...
Ama boyle bir ihtimali bile ortaya koymanizdan dolayi ,kendi dusunce ozgurlugune toz kondurmayan bir yobaz kesimden alacaginiz tepkiyi ben simdiden soyleyebilirim:
' Ey Dinsiz ,Ey Imansiz,Ey Seytanin Oglu....' Boyle bir dusunceyi ,hangi curretle, bu dini imani butun bir ulkede ,boyle kutsal bir ayda beyan edebiliyorsun...falan filan...
Din kavramina sebep olan insanlarin olum korkusu ,hayatlarinin bir anlami olduklarina inandiklari surece,evrende bir toz taneciginin uzerinde yasayan ve sadece yasayip olen,katrilyonlarca mikrobik canlidan hic bir farki olmadiklarini gorene kadar,bu bilinc seviyesine ulasana kadar bu din kavrami devam edecektir ve bunu destekleyen hikayeleri ureteceklerdir.
Benim ,bu ruyada yasayan insanlara kesinlikle hic bir kinim veya karsitligim yok aslinda. Neticede inandiklari kutsal kitaplar ,icinde bulunduklari toplumlarin acinacak hallerini duzeltmek,onlara insani degerler ve etikler kazandiracak bir duzen getirmesi icin ,son derece iyi niyetli,cok akilli dusunurler tarafindan yazilmis kitaplardir ve kesinlikle kabul etmek lazim ki zamanlarinin sorunlarina belli bir cozum getirmistir.
Su an yazmakta oldugum bir kitap icin kutsal bilinen kitaplari incelemekteyim ve bu kitaplarin ;tum evreni yeretbilecek gucteki bir varligin gonderme ihtimalinin olmadigini,kitaplardaki,sadece bir insanin yapacagi celiski ve kavram hatalarinin altini cizerek gosterecegim ki;sizin bahsettiginiz ornek gibi daha yuzlercesini ben tesbit ettim.
Butun bunlari neden yaptigimi merak edenler icin diyecegim su: Gercegi ve aci dogruyu bulmayi ,tatli pembe hayallerle yasamayi tercih eden bir karakterim oldugundandir belki. Ve belki bu calismalarim neticesinde,bazi yobazlar tarafindan,Salman Rushdie gibi oldurulmesi gereken dinsizler listesine eklenecegim ama kimin umrunda... Hic bir ruya gercekleri saklayacak kadar buyuk degildir ve Olum o veya bu sekilde kacinilmaz bir gercektir ve zaman bizden her zaman daha hizlidir.
Herkese iyi gunler
'Buruşmuş çocuk balonları gibi
kaldırıldı kentin putları
ve eski fotoğraflar'
Bu bentte kasdedilen putlar dönemin Faşist diktatörleridir.Hitler,Mussolini,Franko,Somoza...vs.(Bazı aklı evvellerin itham ettikleri gibi yüce Atatürk değil O,hâlâ bizim kalbimizde hiçbir karaböcek de silemez.)
Aşağıda bahsolunan Exupry'nin 'Savaş Pilotu' kitabından hareketle şair,bu dünyadaki savaşların,zulümlerin saçmalığına parmak basarak barış yanlılarının (İbrahimlerin) gün günü çoğlalıp dünyaya yeni bir yön vereceklerini belirtiyor.
Bu şiir ile ilgili 50 tane yorum bulunmakta