Karanlık,
Loş ışıklarla tutunmuş bir karanlık...
Gürültü,
Ansızın kulaklarıma dokunan gürültü,
Ve aldırmazlığımın pürüzsüzlüğünü yaşıyorum şuanda.
Sonra ardımı bırakmayan yalnızlığım,
Zaman doldurabilsek çeşmelerden,
Açıp boşaltabilsek acılarımızı.
Ekip biçebilseydik zenginlikleri,
Keşke yedi yaşında olsam tıpkı yeğenim gibi.
Hayat peşinden koştuğum çam kozalaklarından ibaret olurdu,
Yahut bir kozalak için harcardım tüm enerjimi.
Kimisi beyaz idi kimisi mavi,
Doluştular bir içeri bir geri.
Mübarekti patronun çatık kaşı,
Hürmetle yapıldı jilet tıraşı.
Kurumuş gözler, avuçlarda nasır,
Bana duvarlarından öyküler anlat,
Uzun zamanlarla süsle gerekirse,
İsterse yıldızlarda kalsın umutlarım,
Ben sana yoldaş olup geldiğimde...
Bana ruhundan ezgiler fısılda,
Güneşten önce uyandım sabaha;
Yüzümde yastık izi ve aklımda sözlerin,
Dumanıyla ayılıyorum sigaranın
Bir kaç damla yağmur gibiydi tüm ferahlığın,
Önce serinlettin sonra bunalttın...
Mezar taşı yazısıydım senin karşında,
Önce beğendin sonra unuttun...
Her öykü kaybolurken avuçlarımda,
Bense bilinmez geleceğe teslimim.
Hayat ifridine mi vurgun muamma?
Süzülen yaşımın dalgalarında gözlerim.
SON VEDA
Elveda!
Tüm bahtıma kilitler vurarak gidiyorum,
Karanlığımı zifre çeviriyorum,
Kalbimi parçalayan hırsımı yutuyorum,
İyi yolculuklar sana!
Bütün umutlarını al yanına,
Hasretlerin tutkun olsun,
Heyecanını terketmezsen, asla yorulmazsın...
İyi uyu güzel uyu,
Gök kubbe senin elinde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!