Rafçılar Gardropçular Yalancılar

Mustafa Bulan
155

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Rafçılar Gardropçular Yalancılar

Bakmayın hep kavga ettiklerine
Sanmayın aralarında çok fark var.
Siz alın birini vurun ötekine!
Olaylara aynı yerden bakarlar...

İki taraf bakar gardrop içinden
Din sanıp fese, sarığa, cübbeye...
Şapkaya, kravata modernlik derken
Hep üstten bakarlar üst baş giysiye...

İki taraf da insanı geriyor…
Tartışır fesi, kravatı, şapkayı...
Söyledikleri hep yalan çıkıyor!
Gardrop içinden okurlar dünyayı...

İki taraf da saklar rafta Kur’an;
Süslü kılıfa koyarlar güzelce…
Arada çıkarırlar kılıfından
Okurlar ölülere az seslice.

Göremezler Yasin yetmiş ayeti...
Anlam, mana bırakıldı hep geri.
Ve ayete göre Kitap inmişti
Uyarmak için, “ölmüş” dirileri...

İki taraf da düzgün tartışamaz.
Durmadan küfürleşirler sanalda.
Karşılıklı ateist, hain, yobaz…
Ortak yanları küfürdür aslında.

Biri Arapça’yı hep kutsayarak
Türkçe okumayı zındıklık sayar.
Diğeri de Türkçe’yi kutsayarak
Etrafta olanlara şaşı bakar.

Bir meal alıp bir rafa koyarlar.
Arada okurlar anlamayarak.
Ezcümle iki taraf da yobazlar!
Ayrışırlar aynı yerden bakarak.

Saç, baş, el, ayak… insanda ne varsa
Fark yok, insan aynı baştan aşağı!
Yeter şu dış giyside edep varsa!
Aslında bunlar şeytanın uşağı...

Bin dört yüz yıl önce kılık kıyafet…?
Fark yoktu Nebi’de, Ebu Cehil’de!
Doğru söyleyin der Kur’an’da ayet!
Dine elbise biçtiler her yerde.

Rafçı der: “Şapkadan binler asıldı...”
Gardropçu sormaz! Nerede belgesi?
Asılanların hiç yok mu yakını?
İstesinler itibar iadesi...

İki taraf da sormaz gerçekleri.
Beslenirler yalandan ve dolandan!
Düşünmezler ahireti mahşeri!
Kaybeden yok, kazanırlar kavgadan!

Asılan olsaydı şapkadan öyle
Çevreden ve yakın akrabalardan
Çıkardılar ortalığa haliyle!
Hem “üstatları” atlardı havadan…

Toplum belleği her şeyi kaydeder;
Dilden dile dolaşır, hiç unutmaz!
Ve o “üstat” denilen “tarihçiler”
Onları bulurdu, hiç şüphe olmaz!

Din’i istismar, Gazi’ye karşıtlık...
Üstelik beslenir hep aynı yerden
Gazi’yi istismar, din’e karşıtlık...
Bu bir kısır döngü, görün derinden!

Şapka Kırgız Türkü’nün, Fes de Frenk’in!
Nedense bilmezler bu gerçekleri.
Kaldı ki giysi, yemek tüm beşerin.
Bunlar insanlığın, ortak değeri!

Hepsi aynı; hem gardropçu hem rafçı;
Yok öyle o taraf bu taraf, geçin!
Hepsi de aslında birer alsatçı!
Hepsi de yobaz, insanlığı seçin!

Bulamoğlu der: Gardroptan bakmak yaş.
Kafadan atmaz, konuşmaz ezbere.
Sarık, fes, şapka… geçin, baş aynı baş!
Dikkat çeker içindeki cevhere!

Pendik/19.01.2024

Mustafa Bulan
Kayıt Tarihi : 7.12.2024 12:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!