yaşamak
eğri büğrü
ve çamurlu yaşamak
yaşamak
sınır tanımaz
ve namuslu
hayat gözlerindeki hüzne dokununca
olağanlığını yitirip
mahçup kentler arıyor kendine
yenilmişliğini sahiplenecek
rahmine saklanacağı hüzzamlı bulvarlar.
sende var edemediya kendini
kına kokulu saçlarıyla,
bildiği tüm yemek tarifleri,
bağıra çağıra susturduğu içi,
ve hiç unutmadığı sessiz türküleriyle,
tüm sevgileri,
kokuları, koklayışı,
sevgilim tüm sözlerin
ayrılıktan yanaysa
al ve git tüm düşlerini
kattığın ne varsa şu göçebe ömrüme
tüm sisli bileşkelerini götür soruların..
ve tüm sevdiğim yüzleri tümlediğin,
yolculuklar toplamı değilmi bir ömür
hala niye ıslaktır tüm haritalar
ve hüzün taşar tüm garlar
yolculayanlar..
kim ki bu ölesiye giden..
saplamış omzuna tüm dost bakışları.
senin gözlerinden daha berrak
nerde yansıdımki ben
ben diyebildim kendi aksime
bir tek sende yaklaşabildim kendi gerçeğime.
unutulmuş içime öksüz kalmış geçmişime
sende yeşil yansılar oluştuktan sonra uğrayabildim..
gurbetmi
doğduğumuzda geldiğimiz ülke
kim dönebilmişki kendi içine
uzaktaki kendimiz değilmi sıla
bizim olmayan ruhumuz
ölürken çekip götürdüğümüz
kar yağıyorken rüzgara salarım ömrümü,
hüzünlerden bir rota verip ellerine,
salarım caddelere sokaklara, ama yetişemem
yetişemedim..
bakışları buz tutmuş bir çocuğa, ,
unutulmuş bir yaşlıya..
nereye uğrasam sana uğruyor tüm kederlerim
çoğalıyor şu istanbul şehri,
seni aramaya çıktığım her akşam.
bir sokağa orhan veliden bir şiiri rehin bırakıyorum
bir kıyıya zeki mürenden bir şarkı..
ama her adımımda büyütüyor bu kent kendini
senin suskun karasızlıkların
benim durup bekleyen kanayan içim
anlamlandırdığım ama kıyamadığım..
bildiğim ama kendimden sakladığım..
huzursuz çırpınışların..
sesinin hüzünbaz iniş çıkışları..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!