Bu dünyada bir yerim yurdum yok
Öyle ki evimde bile huzursuzum
Sığamıyorum, ne koca şehre ne de kendi kendime
Korkularım kaplıyor mavi gökyüzünü
Bir yağmur başlıyor yağmaya
Ve ben korku yağmurunda iliklerime kadar ıslanıyorum…
İnsan Azrail’ine aşık olur mu
Nasılsa bir gün kaybedeceğini bile bile
Onunla savaşa girer mi
Ama bir savaşın içerisindeyiz işte
Kaybedeceğimiz bir savaşı nasıl zafere çeviririz
En büyük soru işte bu…
Dediler ki; öyle bir hayat yaşa ki
Öldüğünde, düşmanın bile ağlasın ardından
İyi de bunun yolu katil olmaktan
Ölmeden önce, nefsi öldürmekten geçmiyor mu…
Neden haddini bilmez insan
Dağların altında ezildiği yükü neden sırtlanır
Nedendir bunca kibir bunca riya
Bir hiç olduğunu bile bile
İhtiras içerisinde ihtişam peşinde koşmak nedendir…
Ya Rab bana her daim haddimi bildir
Oyuncak eyleme beni nefsimin elinde
Dilimin döndüğünce kalbimi zikrinle zenginleştir, güzelleştir
İlk ve son kapımdır kapın
Sen rahmeti sonsuz olan
Sen ki bağışlamayı seversin
Bizleri de bağışla
Bağışlamazsan muhakkak ki kaybedenlerden oluruz
Cennet kapısının üzerinde yazan isim hürmetine
Dualarımızı geri çevirme, bağışla bizi…
© Seyyid Burhaneddin Kekeç
06 – 06 – 2019
02 : 34
Seyit Burhaneddin Kekeç
Kayıt Tarihi : 6.6.2019 03:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!