yanıldığımız akşamların bir başınalığı
aydınlığa uzak saatlerde çökerdi üstümüze
keskin konuşurduk soytarılığı uzun uzadıya
aramız açılırdı doğmamışlığımızla at başı
hayat sularında bir resmi olurdu yaşanmışlığın
yaramazlığı tutardı sakinliğin
pür telaş havalanır kanatlarımız
bir şey kalmazdı geriye
sıkılırdı hayattan
uçurtmanın gökte salınışı duruşlu gömleğimiz
kapakları çiğ yemiş gözlerimizin bekleyiş ağaçları
ağlarını örerdi şarkı söyleyişimize
yol kıyıları da susar
pusuya düşerdi zaman
akıntısızlık uzun uzadıya
yüreğimizde kan kırılırdı
kan kırılırdı
pusuya düşerdi zaman
hiçbir şehirden hayır gelmez
öğle güneşinin kapanına kısılırdı kemanımız
sustalı gibi açılırdı önümüzde
yarım yamalaklığımızın karşı sahil ışıkları
alfabesi varoş evleridir sevişmek isteğimizin
bitmek bilmez aynı adımlara nasip olmak
mahalle aralarında hangi kahvehaneye sorsan
birbiriyle bitişik karışık eğilip bükülmezliğimizin acıları
demlenirdi sonsuz birikimli bir acıyla...
Kayıt Tarihi : 27.7.2010 03:27:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kağan İşçen](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/07/27/pusuya-duserdi-zaman.jpg)
birbiriyle bitişik karışık eğilip bükülmezliğimizin acıları
demlenirdi sonsuz birikimli bir acıyla...
***
Tebrikler Sayın Şair, güzel ifadelerin ördüğü satırlardı yaşanmışlığın kaleminizden bıraktıkları........Saygılar....
Abdulvahap Yıldız
TÜM YORUMLAR (1)