PUSU
Bu, on üç vatan evladının düştüğü pusuda
Baş eğmeden baş verişinin öyküsüdür.
Bu öyküyü dinlemek cesaret…
Anlamaksa yürek ister!
On üç fidan, on üç dağ, on üç yeminli fişek
Sagular bağlamışım, on üçlerin adına
On üç yiğit, on üç er, on üç kınalı uşak
Bakıyorlar şehitlik, şerbetinin tadına
Dilim varmaz ki buna, bilmem nasıl anlatsam
Bu bir pusudur desem, tarih güler dünüme
Pusuya düşmez Mehmet! deyip göğü çınlatsam
Merhem olur mu feryat, yasta olan günüme
Şükrü, Emrah, şehitmiş, nereden bilecekler!
Kurşun yağan gecede, tetiklere Bismillah..
Er meydanı olsaydı, bükülmezdi bilekler
Düştüler on üçü de, düşmez kalkmaz bir Allah!
Sanmayın bu bir kaçış, bu bir boyun eğiştir
“Turgay” adı tunç gibi, gönülde kalacaktır
Gül anasından “Seyfi”, bu vatana bağıştır
“Bayram” el öpmeye, bayramda gelecektir.
Ekimde şehit verdik, bizim yiğit “Kasım’ı”
Ardından “Sıddık” düştü, Allah deyip toprağa
Vurup kendimi dağa, yitirmezsem usumu
“Fetullah” yazacağım, daldaki her yaprağa
Bu bir kanlı düğündür, mermilerle yapılan
Kuş tüylü yataklarda, yatanlar bunu bilmez
Vatan bayrak aşkına, tereddütsüz kapılan
Dokuz kurşun yese de, şehittir “Ahmet” ölmez
Kimisi nişanlıydı, kimisi evli barklı
Yel toynaklı atlarla, arşa kanat açtılar
Göklerin ötesinde, bin tane kızıl börklü
Bekleyen şehitlerle, rüzgar gibi uçtular
Onlar gündüz güneşti, geceleri Yıldız Ay
Onlar ki bir milletin, döşünde açan güldü
Ne para istediler, ne de sırçadan saray
Onlar vatan bağrına, adanmış bir ödüldü
Mirzabeğ’im and olsun, yiğitlerin derdinden
Derdimize pay alıp, ekledik nicesini
Yazacaktır bu eller, şehitlerin ardından
Mertliğin kitabını, destanın yücesini..
Fatih Kocatepe
(10/10/2007)
Kayıt Tarihi : 2.11.2007 14:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kahraman TÜRK ordusunun yiğit çerilerine ithafen.
TÜM YORUMLAR (1)