Sanki hayal bir kentin duvarlarını döşer gibi
Gönül bulaşık, kafa karışık
Yalpalanıp giden karayolları beyazlarda yekta
Sert kayalara çarpa çarpa akşamayazını esip götüren
Tepelerin arkasındaki büyük sokaklara ve ezik kaldırımlara
Yokluğun söylemlerini üstlenmiş
Çalma vakti ıssızlığın saati
İşi bir hüzün soğuğu kemanın ellerine kalmış
İnce etekli bir kızın yüzünde saçları
Öksüzlüğünü avutur gibi
Rüzgar vurdukca
Sanki daha da kimse kalmıyor koca şehirde
Bütün meydanlar karda izler bırakarak
Susuyor
Rehin bir yalnızlığı dinlemeye daha dibe çökerek sessizlik
Herkes kendinde ne kadar var ise okadar incelere
Süzgeçten geçirilmiş gibi çığ çisiltisi
Pus...
Zaten insanlar yok gibiydi
Çaldıkca keman, zaman daha zindanaltı
Tabandan tavana yayılarak simsiyah gökyüzü
Meçhul bir melodinin koynundan çıkarıp
Nere koyarsan koy sanki heryere dokunarak
Kapısı yoklardan bir kapı
Yerleşik yabancısı gibi heryerin
Seyfi Karaca.......Kasım / 10
Seyfi KaracaKayıt Tarihi : 27.11.2010 12:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!