Kaan İnce’ye
Madem bu putlar yasa 
savaş istiyor tanrılar 
nereye baksak ihanet 
neye dokunsak kan 
sormaz mıyım, 
nerdesin ey tanrım 
Madem 
yetmiyor gücü sevginin 
yaşamı onarmaya 
herkes herkese düşman 
çiçeklerin alnında kan lekeleri 
kalbinden güneşi hançerliyor insan 
Madem 
katliamlarla boğuluyor dünya 
kötülükler diz boyu 
duyulmuyor iyiliğin sesi 
acımasızlıklar kin kusuyor 
cennet adına cehennemi yaşıyoruz 
acılarımızın sütüyle büyüyor çocuklar 
ve bütün umutlar kördüğüm 
Madem yaralı 
göğüs kafesindeki kuş 
salamıyorsak gökyüzüne 
düşmanlıklara karşı koyamıyorsak 
acılarımızı saramayacak kadar çaresizsek 
başaramıyorsak ve beceremiyorsak 
en büyük erdeme sarılmayı 
kim kime, dum duma bir tufandaysa dünya 
hiç bir bahçe yeşermiyorsa içimizdeki çölden 
bırakıp burda bu koca yüreği 
çekip giderim bende 
Nuri CAN
Kaan İnce
1970-1992
Kaan İnce, çok genç yaşta uçup gidenlerden, aramızdan biri, sıkı bi şair, 2 Şubat 1970’de Ankara’da doğar. İlk, orta ve liseyi Ankara’da bitirir. 1986’da şiirle ilgilenmeye başlar. 1990’da Ankara Üniversitesi Sosyoloji bölümüne girer. Ocak 1991’de Milliyet Sanat Genç Şairler köşesinde ilk şiiri yayımlanır. Çağdaş Türk Dili, Yazılı Günler, Damar, Promete, Karşı dergilerinde şiirleri yayımlanır. Nisan 92’de Yaşar Nabi Nayır Şiir yarışmasında Mektup şiiri yayımlanır. 1992’de Gizdüşüm adı altında yazdıklarını bir yayınevine verir. 11 Ağustos 1992’de, İstanbul Kadıköy’de, Ümit Oteli’nde 05.00’de atlayarak canına kıyar. 20 Ocak 1993’de Kaan İnce Kültür ve Sanat Vakfı kurulur. Ekim 1993’de de İzlek dergisi çıkar.
Afşar Timuçin, kitabın önsözünde Kaan’ın Bıraktığı başlığı altında şöyle der: Zamansız ölüm yoktur, erken ölüm vardır. Ölüm ölümdür. Şu ya da bu şekilde oluşu birşeyi değiştirmez. Yaşamı savunmak gerekir, ancak ölmeyi bilmek de birşeydir. Bazen ölüm bizi yakalar, bazen biz yakalarız ölümü elimizle.
* İşte Mektup şiiri:
MEKTUP
Yarım kalmış acılar denizi pencereme konardı geceyle, savrulurdum. Gözyaşı kokusuyla dolu bir kuğu, zamanın sonuna kalkan, sürgünümdü; göz mavisi duman, sessizliğim. Aktım ölü deniz kızıyla gökkuşağı saklı mektubun içine, pulumuz rüzgar oldu, postacımız güvercin. Civa gibi eridik kabımızda. Kırmızıya gittik. Hemen yokladım yüzümü yağmurun yuva yaptığı ellerimle. İyice şaşırmıştı alıcısı vapur ıslığımızın. Saplandı gözlerimin ışığı yeni güne.
Kayıt Tarihi : 23.2.2008 21:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



katliamlarla boğuluyor dünya
kötülükler diz boyu
duyulmuyor iyiliğin sesi
acımasızlıklar kin kusuyor
cennet adına cehennemi yaşıyoruz
acılarımızın sütüyle büyüyor çocuklar
ve bütün umutlar kördüğüm
Şiirlerinizin her biri bir sanat eseri duyarlı samimi içten duygular dünya halklarına acıyı yaşatan emperyalistler ve onların uşakları satılmış emperyal çanakçılarıdır kutlar saygılarımı sunarım
Sevgiler..
TÜM YORUMLAR (4)