Hastalık ve ölüm çevirir küle
Bütün ateşleri bizim'çin yanan.
Aşk ve şevk dolu bu iri gözlerle,
Kalbimin boğulduğu bu ağızdan,
Bu öpüşten merhem gibi etkili,
Bu coşkudan bir ışık kadar keskin,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yabancı dilleri ögrenme isteğim en çokta şiirleri kendi dilinden yani orjinaliyle okumak istememdendir. Tam pazarlık bir şiir. Teşekkürler kurul
Şiirin güzel bir şiir olduğu mısralar dikkatlice okunduğunda belli oluyor. Ama şiir çok şeyi az mısrayla anlattan bir şey olfuğu için ne kadar güzel yazılmışsa yazılmış olsun çeviri her zaman asıl duyguyu yaşatamaz okura. Bu sadece çeviriyi yapan arkadaştan kaynaklanmıyor, şiir değil hikaye olsa belki üç cümle fazla yazılır hikayecinin ne anlattığı okura anlatılır ama konu şiir olunca bunun bu örnekte olduğu gibi her zaman başarılı olamayacağı kanısındayım.
Şair;çok güzel bir estetikle edebiyatı etkili kılabiliyor.Her ne kadar bir karamsarlık hissetsem de bu şiiriyle gerçeği dile getirmiş. sevdiğim şair ve her şiirini okuduğumda çok düşünürüm.++ rahmet diliyorum.saygılarımla.
gorunuse gore muhtesem bir domuz yahnisi..
patatesler altin sarisi rengini kaybedip.. sararmayacak bicimde..
domuz yahninin kaynadigi toprak comlege.. boca edilip..
karerinde.. kabugu soyulmus... domates...
sos hale gelmis..
yer yer halka soganlar kaynamakta olan.. yahni suyunun uzerine.. tatli yesil kil biberler ile cikip geliyor..
belki az karabiber pul biber nane kekik noksandir veya cok tuzludur
bilemiyoruz..
bir kasik alip tadamadik ki..
cevirmen iyi bir laf salatasi hazirlamisa benziyor..
ama ne malum az once domuz jambonu dilimledigi bicakla salataligi marul maydanozu dogramadigi
insan ister istemez igreniyor..
o bear grilse insan dogaya karsiya hayranim
ne bulsa yiyor
bocek kurt fare kurbaga yilan tatmadigi nesne yok
ancak biz sumuklubocuk girmiyen mahalde dunya gorusu angaje edilmis birey olarak sartlandirildigimizdan
ilk giren yargi kolay kolay cikmiyor
yoksa o da et neticede
mutlaka leziz ama..
ama.. amasi ver iste..
gel tat tadabilirsen..
ben tadamiycam..
ekmek bananlar bansin yesin..
sallayin catali kasigi afiyet olsun..
bana faruk nafiz camlibelin bi coban cesmesi.. baska sanat bilmeyiz karsimizda dururken
yazilmamis destan gibi anadolumuzu
kadar heyecan..
bi atsiz atanin
catti kaslarini gorunce guldugumu
baglamisti koynumu saclarinin duyumu kadar haz vermedi vermiyor..
hasta varmis olu imis kule donmus.. estek kostek.. duygu somurecek..
acindiracak kendine..
ince kanetden yakaliyor.. okurun karin bosluguna salliyor salvo kroseyi..
ask ve sevk dolu iri bir kadin gozu ile opulurken..
kalp agizdan boguluyormus.. demek ki burunda et genizde et gibi problem var..
kulak burun bogazda hallolacak bir sorunu burda ifsa ediyor..
yasam ile olum arasinda gidip gelirken..
merhem gibi etkili ilac gibi hap kadar muteessir o opucukten geriye uc cizgi ve soluk bir resim kalacagina uzuntu duyup..
bizide ortak etmek istiyor..
bu dunya bos hersey gecici.. su opucukten geri bi sii kalmiyacak bi soluk resim uc cizgi deyip..
sizden goz yasi dileniyor..
cevirmende de hayat yok..
Bütün ateşleri bizim'çin yanan.
bizim icin yanan.. agizlardan.. orda zayif bir uyak ugruna.. tek hece kafiye icun..
guzelim kumasa lastik seridi dikip kastirarak fistanin beli entari eylemis..
cocuk yapmaz soyle hatayi..
cik cik cik.. yazik yav..
turk okuruna ne versen yer.. kokle gitsin tihniyeti..
ayip yaav..
hastalik ve olum cevirip kule
bizim icin yanar butun atesler
ask ve mesk dolu bu iri gozlerle,
bu agiz bogulur zavalli kalpler
denebilirmisti..
o vakit salata kup seklinde dogranmis.. maydanoz dal dal susle..
ama bicak domuz jambona degdi ise..
iiih tadamiycam.. size afiyet olsun..
ona bakarsan raki sarapta haram.. onu tadan bunu da tadar..
ben bugune dek domuz yemedim yemem.. size afiyet olsun saygilar..
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta