Portakal yüzlü ayın
Kaldırımında yürüyorum
Gözlerin bir çift yıldız
Kalp teknem akıntına kapılıyor
karanlığın koridorunda yıkanıyor gözyaşlarım
ardından yapraklarını döktü kör bulutlarım
sibiryadan bir ruh benimkisi
sobası ısıtıyor gülücüklerinin
ayva toplamıyor uykum artık
kan baskısı yapıyor geceler
yüzünde mahsur kalınca düşler
kendime çakıldı çivilerin golgotha tepesine
düşmezdi sonbahar yaprakları
kalemin ucuna
üşüyorum kar demledi saçlarım
çiçekler açıyor bastığın gökyüzünde
topluyor gözlerin arkamdaki dağınıklığı.
Sevmekle tükenmez zaman
Uzaklarda da aramamalı kendini insan
Uzaylarda düşlerinintapınağını kursa da
Gölgen daima bedeninin peşindedir
Ve sırtını dönersen güneşe
Gölgen önüne düşer.
Ben gecekondusu yaşamın
Mutluluğun tohumu atılmaz ki
Nadasa bırakılmış uçurtmalıklarda.
Kelebekler kırılıyor sesimde.
Ölümün rayları geçti içimden
Boşken kompartmanları mutluluğun
Acının giysisi dikilir çığlıklardan
Ağlasam sel alır seni
Kundağında aşkın bir çocuğum
dizleri yırtılmış bir bulut parçası
namlunun dişleri dökülür bedenimden
portakal ağaçlarının yapraklarını
toplarda uykumun sandığından.
Neden yaşar ki insan
Hep bir yarayla kuduz olmuş yalnızlıkta
Kamburu çıkyor yaşamın
Dizüstü çöktü kalem
Kağıt boynunu sallandırdı mürekkebe
Suyun çeperlerini alev sarmış
Toprağın rahmine bulutlar ağlamış
elinden tutan yok ürkek bakışlarımın
tabutlara konulmuş güvercin senfonisi
kumar oynuyorum ölümle
cehennemin yeni müdavimi bendenizim
yeryüzünün samanlıkları
gıpta edeceksiniz yandığıma.
En iyi yaptığım şeydir
Toprak taneleri gibi
Yağmur güllerini yemek.
Oysa kimliğimdir aşk
Ama o ülkede bana vize vermiyorlar_palo
Palo KekoKayıt Tarihi : 1.4.2005 11:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!