Politikanın Referandumu-2 Şiiri - Akın Akça

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Politikanın Referandumu-2

Maymunu ormana saldı gibi
İnsan çocuk, o okula döndü.
Kafeste bir kuşu yaşatamadı
Sanki, yöntem mi yanlıştı?
Herkes ağladı ama buna
Sezdirmeden, hissederek:
Düşünen düşünüyor Descartes.
Kozmopolit ikilemleri vücudun,
Tek nüve coşkusu bu onun!
Coşku çoğul demokrasi olsa
Da yine de, yine de seçimle
Gelir onlardan teki, sanki
Tek partililik Türkiye öncesi’nin
Ya da bilfiil krallık çağı’nın
Çok partililik süreçleri’nden
Tek partili bir lider seçişi:
Bekleyiş yakın zaman sonra
Eminim ve kesin, farklı
Bir boyutta, geri dönecek.
Kalabalık şehirlerde çünkü
Heykeller ve tenha mevkilerde
Tiyatrolar, canlı hala; eğecek
Yekpare olan vatan başını,
Yükseltmek zorunda kalacak
Barış tutsaklığı gizlenmişliğini
(Ki işte esas ruh, ivmelendiren
Bedeni, 600 kez basan halteri
Günde 5 saatten bazenleri
Yürüyüş, bir o kadar saat
Ve şiir yazmak akşama doğru
Getirilen kanaat, ulaşılan, sanat;
Resim yapmaya hazırlanan)
Kendisine uzatılan zeytin dalını.
Çünkü kanın feveranıdır coşku,
İşte “damarlarımızdaki asil kan”:
Susku statiktir bak her zaman;
Yerimizde saymak olsaydı asil kan -
Atatürk çıkarmıydı hiç içimizden,
Yanlış gidişlere işte en asil kan
- Göklere açılmazdı kuşları gören.

Ha söyleyin bana neden Stearns
anlamadı hiç ekonomiden,
de taktı kafayı dağa çıkılan
çorak düzlüklerinde,
“Köpekler Adası’ndan ileri”..
“şu ünlü falcı” Madam Sosostris’e;
ya da Lil’e, “kocası terhis edildiğinde”? –
ki iliştirdi birkaç entrikasını, kuruşunu
güzelce yaptırması için dişlerini …
Belki de paragöz sanmıştı onu,
dişlerini yaptırması için verdiğinde
tek kuruşunu, ya başka hikaye …
- hani şu Albert, zengin Albert;
“bıldır diktiydin ya” veya Stetson.
İşte ekonominin kuru kalabalığı,
“King William Caddesinden
Saint Mary Woolnoth Kilisesine” …
Öyle ya Ata araştırmış neden,
Mu kıtası’nı, da yorulmamış?
:Hiçbir kıta sanki gömülmemiş de
Tarihte sanki, uzay sarmadı bizi (!)
Rimbaud ince ince dokumuş,
ha sanırsın ki boş kalmış
da icra etmişmiş;
halbuki tavan arasında.

Zardoz’da başlamış bu hikaye;
başlamayan hiç, nasıl bitsin.
Kilitledi belirsizlikler ortak amaca!
Uçan değirmenler her yönde gidiyor havada!
Uçan öğütenler her yönde tepede, gidiyor!
Sanıyorlar ki gene yalnız kaldılar,
rahatlar karanlıklarında …
Halbuki Don Kişot’u gene, doğurdular …
Yaşama giden Rönesanslar,
seviyorsa yaşamayı!
Ölümle yaşam dansta -
illa ki valste özlüyorsa onu....
- Uçan değirmenler her yönde gidiyor havada!
Ekseni dürt! eller ha ah o eller, bak sen!
tek particilliğin çok sesliliğe
serilişiydi bu iki seksen.
Yol arar yuvarlanan, yol yuvarlar arayan;
Göz yuvarlarından, uğrar yuvalarından,
Rock hareket edişte.
halbuki sırf eğlenceye düşmüş ise gaipte.
Bu açıdan bakınca bir dürüst gidişte;
canlanıp silkinendir
varacak olan, duracak –
Blair witch Project
is too for labour wing. Ding!
Sanki zorunluydu …
- Ve bu yüzdendir ki
Halter sehpasında yükselttiler cesedini
Götürürlerken meşalelere ve göğe
serpmeye yıldız tozları sermaye
Amip referandumu.

-
Çift tırnak içindekiler, “Çorak ülke” şiirinden.
Stearns: T.S.Eliot
Uçan değirmenler benzetmesi Blur’un Gorillaz grubunun şarkısında bahsi geçenler.
Blair’e Damon Albarn kanalından bir taşlamasal esnetme.
Moby’nin Raining Again şarkısından başladı bu şiir

Doğurgan Olmayan İssi Ekonomide
Politikanın İzinde Külçede
Bütçeye Darbe İmzalı Zirvesi

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 21.6.2005 04:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Naime Erlaçin
    Naime Erlaçin

    DING-DONG!!!...
    'Ennui' mi kalır böyle düşünce ürünü şiirleri okuyunca!...
    Alnından öpüldün Sevgili Akça, ALNINDAN....
    Var olasın:)))

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Akın Akça