Balıklar
Küsmeyin bana
Hevesim
Denize olta atmak
Takılıp geliyorsunuz
Yemsiz oltaya bile
Hayınlık olsun diye
..
katran akan sözler bilirim
süt beyaz mevsimler soğururlar
politik yalanlar karşısında
değişmemek için
kim
ne kadar direnebilir
varlığın ağırlığına
..
Siyaset üç kelime:
Yarıştır...
Karıştır...
Barıştır...
Politika üç kelime:
Savuştur...
..
Alev-i'nin Kürdü olmaz demişler
Ben dedemi inkar mı edeyim
Yalan politika yol bellemişler
Resmi yalana yer mi edeyim
Binlerce sene burda madem
Bu nasihati vermişti dedem
..
Bazı sözcükler tarih içinde kendi anlamlarının ötesinde yüklemelere tabi olurlar. Sanatın ve edebiyatın temel temalarından biri olan 'aşk' bunların en tipik örneklerinden biri, Aşk nedir? Kadın ve erkek ve erkek, kadın ve kadın arasında bir cinsel etkileşim, patetik bir yoğunluk mu, yoksa daha ötesi mi? Bulvar gazetelerinden, aktüel magazinlerden en seçkin sanat ürünlerine kadar her zamanda ve her yerde hazır nazır, baş tacı edilmiş bir konu olan aşk, aslında nedir? Size bunun tanımlanamaz, tanımlanırsa, kodlanırsa kendisi olamaz bir şey olduğu söylenebilir. Eğer tanımlansaydı, çözümlenseydi, sözlüklere ya da kitaplara, sahnelere ve tuvallere, ritimlere ve şarkılara ve şiirlere sağsaydı yüzyıllardır onunla uğraşıp durulur muydu? Birileri size aşkın bir tutsaklık olduğunu söylerken, bir başkası onun bir başkaldırı olduğunu söyleyecektir. Nazım Hikmet Ferhat'ın aşkını Şirin’i aşmış bir özgürleşme tutkusu olarak anlatabilecek; taşkın ve yıkıcı tanılarıyla birlikte bir yapıcılığa, yaratıcılığa dönüşen aşk öpücüklerden insan yaratabilecektir. Yüzyılların ölümsüz, zamansız, mekansız Shakspeare’in Romeo ve Juliet'i Orta Doğu'nun kanamalı hastası Filistin'de bölünmelere karşı bir Yahudi ile Filistinlinin aşkı olarak sahneye çıkabilecek ve Barış'ın adı olabilecektir. Farklı etnik ve ulusal kökenlerden, çatışmalı ülkelerin aşıklarının tutkulu başkaldırıları 'vatan haini' aşkları, özgürleşmenin ve hazin ölümlerin adı olabilecektir.
Kalabalıkları bireyselleştiren, bireyleri kalabalıklaştıran bu tutku ele avuca, yere göğe sağmazlığıyla sınırsızlığın adı; kendi içinde taşıdığı şiddeti yumuşacık bir dokunuşa dönüştürmesiyle yakıcı ateşlerin ısıtan sıcaklığını ve yanar döner, katman katman çoğalan anlamlarıyla şiirin adı olan bir aşkın kavram; aşkınlığın adı…
Aşk nedir? Aragon'un Elsa iken ülke olan, ülke iken Elsa olan tutkusu mudur? Komşu kızlarının fotoromanlardan pembe dizilerden öğrendiği, yoksa pembe dizilerin komşu kızlardan öğrendiği bir şey midir? Maddi ilişkilerin bir alttürünü mü yoksa aşkın ve bağımsız mıdır?
Aşkın politikayla ilişkisi nedir? Özel hayat politiktir e aşk politiktir. Yabancılaşmanın, domine etmenin, iktidarın ve baskı kurmanın adı olan politika, insan için var olacakken, insana karşı insanın çıkarı için var olmaya başlayan, insanı insanın cehennemi yapan ilişkileri yeniden üretmek için, yabancılaşmanın adı olana politika, aşksızlık olan politika, kirli ve çirkin politika aslında insanın geleceği için düş ve proje üretmekten başka nedir?
Aşk, irkilten, ürperten ayıp ve günah olan, yasak ve aykırı olan, yaramaz ve isyankar olan, kendi ve öteki olan, başkaldırı ve uyum olan anlamlarıyla yaşamın en gerçek ve insan damarından akan özelliğiyle, politikanın adı neden olmasın?
..
saatin tik tak ları
....................ve yoruluyor zaman...
tık nefes koşuyor dünya,daralıyor zaman
nice metin kaleler,heybetli muhkem surlar
yıkılmayan kuleler çürütüyor zaman
asla yıkılmayan dev,baş eğmeyen kimseye
..
Ne zaman demokrasiyi hazım ederseniz
O kadar ilerici o kadar aydınsınız
Toplumsal değil de radikal idolojinizle yatıp kalkıyorsanız
Yiyip içip dünya zevklerinde kendi dairenizde politika yapıyorsanız
Her kırk pınarda sırtınız yerde hep tuş olmaya alışmışsanız
Sarhoşun mektubu okunmaz masalarda kroki çiziyorsanız
Aziz nesin bu ülkenin yüzde altmışı aptaldır demiş diyorsanız
..
AYNA
İnsan bazen aynayı kendisine tutmalı diyorum
Ne aşkta
Başarıyı buldum
Kadına bakmaya utanan
Gelenekler arasında sıkışmış
..
Hiç birimiz varamadan farkına
Bilimsel açıdan
Yamuğumuz mu oldu
Feleğin paslı çarkına
Yoksa depar atarken
Borsada bismillahsız mıydık
Bireysel sorunlarımızı
..
Dalgalarda yürümek
Dümenlerde kıvırmak
Çok yalana
Politika
Sevdirmek
uluslar arası
bi sevda
..
Nerede olursa olsun eğer demokratik bir politika yapmak niyeti taşıyorsa bir insan ya da bir topluluk, bunu halka rağmen yapmaya kalkıştı mı başarı şansı asla bulamaz.
Söylemlerinden dolayı bir zaman için görece bir başarı elde edebilir belki ama son tahlilde geleceği yer başarısızlık ve hüsrandır.
Halka rağmen halk için hiçbir şey yapılamaz.
Eğer halka hizmet etmeyi gerçekten istiyorsanız, halkın onayını almak zorundasınız.
..
Ağız bozuk söz küfür
Üfür arslanım üfür
Bir siyaset rüzgârı
Esiyor füfür püfür.....
--
Çamura yatarlar, çamur atarlar
..
Eskiden garibtim ayağımdan çarığımı vurup sırtıma
Yalınayak çıkardım serçe gibi yalçın yokuş dağlara
Ovada çok üretir beşibir altınpara yerdim Eurokartla
Şimdi öterim fakir oldum Marlboro......Camel ağzımda,
* **
Külleri atarım sağa sola dumanın da havaya
Salonlarda başa geçtim boş nutuğumu ata ata
..
Hüzün gizlendi
Bilgi kirlendi
Tarihe mimlendi
Yalana sarıldı
Adı riyakârlıktı
Gerçek karıştı
Asır moderndi
..
Edebiyatsever dostlarımızın dikkatine!
Hayal Dergisi'nin 18. Sayısı Yaysat Bayilerine ulaşmıştır.
İçerik:
3 Ahmet Say - Müzik ve Politika
8 Arif Damar - Kara Karanlıklar (şiir)
..
Gerçekler doğada
Yaşanıyor hayatta
Ben ve doğa
Bağlıyız Tanrı’ya
Yaratılmışlığın yasasında
..
Açıldı yine çeneler fakir hipnoz oluyor
Bizden bildik doğru sandık yaltandık
Ümit ettik böyle sandık aldandık
Sen yine de kaptırma masanı gencerim yaşa
Kuyun kazan kazma olmuş koltuk peşinde
Sanıyor kendini yirmi otuz yaşında
..
SUYUYLA AKMAK
Bunlar irtica diye inancıma diyorsa
Türlü bahanelerle dine saldırıyorsa
İbadetin içinde irtica arıyorsa
Vatan millet sakarya hep suyula akarsa
..
Küçük yerde yoktu orta liseler
Şehirlerde geçti lise yıllarım
Şimdi bana okur musun deseler
Artık geçti derim lise yıllarım.
Politika liselerde bol idi
Giren çıkan bellisizdi, yol idi
..
Birbirimizi yanlış tanıdık
Aynı toprak aynı deniz aynı kültürün insanları olarak bu tarihte hala birbirimiz ile kopukluk içinde olmamız ne acı.
Yunan halkının ve Türk halkının tarihleri, kimlikleri ve değerleri hakkında ön yargılarının olmasını gerektirecek kendilerince kimi sebepler vardır. İngilizlerin, Osmanlı bitirme politikalrında Yunanlıların sahne alması tabiî ki Türklerin Yunanlılara karşı tavır almasını gerektirmiştir. Ege sorunu, Kıbrıs sorunu, azınlıklar sorunu vb. gibi başlıca yaşanılan sorunlar; bizim düşman olmamızı gerektirmez..
Kurtuluş savaşı ortak değerlere sahip olan her iki ulusu birbirinden ayırarak iki ülke tarihinde de derin ve kanlı izler bıraktı.
..