Kolay değildi.
Daha yeni yeni unutmaya başlamışken ilk hazzı, ikinci hazzı yaşamak ve başka birine aşk mahiyetinde bağlanmak. Belki de ilk hazzı unutturan da o idi. Fakat uzak tutmak istiyordu bütün güzellikleri, karanlıklarla dolu yaşantısından.
Karanlık dünyasına bir ışık doğmuştu aslında. Lâkin o ışığı da karartmaktan korkuyordu. Yasaklamıştı kendine sevmeyi ve sevilmeyi; kalbinin iniltileriyle uyanıyordu her sabah. Allah’ım bir heves olsun, yaz yağmurları gibi geçici olsun ona olan duygularım diye, geceleri dualar ediyordu ve onu görmemek için köşe bucak saklanıyordu. Nefret etmek istedi ondan, ona daha çok bağlanmamak için. Fakat onun melekler kadar temiz ve güzel yüzünü her gördüğünde santim santim küçülüyor eriyordu.
Nefesinin kesilmesi, dizlerinin titremesi ve o baş dönmeleri var ya heyecandan; o bunları istemiyordu. Sevmeyi hiç istemiyordu.
....................
................................
Oysa…Her defasında bir tek kelime bekledi ağzından, albenili bakışlarla. Beceremedi seni seviyorum demesini. Evcil acılarına ortak etmek istemedi hiç kimseyi.