Evin köşesine çıkardım
Seni çeşmeye gitmeni beklerdim
Ne yalan söyliyeyim
Saatlerce ellerimi cebime koyar
Başımı duvar köşesine dayar beklerdim...
Karnım acıkır hisetmezdim
Hayaline dalar seni yaşardım
Nasıl mutlu olurdum
İnan ki ben cennetin
Cennet benim olurdu...
Sonra; yani saatler sonra
Evinizin kapısından sen çıkardın
Ellinden çeşmede su almak için bidonunla
Gözlerim sana kilitlenirdi
Ne güzel saçların vardı öyle
Rüzgarın esintisine bırakırdın...
Savrulan saçlarından
Kokun tenime değer geçerdi
Ben buram buram olurdum
Kokunu savruan rüzğara
Kendim bırakır göçerdim öylesine...
Çeşmeden dönerken eve
Sen beni fark ederdin
Utanır gibi yapar nazlanırdın
Sevdamız köyde dillere yayılmıştı
Ben babanı görünce utanır kaçardım
Sevdamıza ilişkin seninle
Hiç sohbetimiz olmadı
Sadece birbirimize gözetler bakışırdık
Bakışlarla ben sana tutulmuştum
Sen bana vurulmuştun...
Nereden anladığımı sorarsan?
Sevdamın tılsımından
Nazlı yürüyüşünden
Bakışlarından, gülüşünden
Birde yürürken saçlarını dalgalandırıp
Başını çevirip omuzun üstünden bakarken
Bana bakan o gözlerin adete beni çağrıştıran
Sevda yüklü gözlerinden anladım be güzelim...
Sevda yüklü o kara gözlerinden...
O kara gözlerinden...
Kara gözlerinden...
Gözlerinden...
(Sair Fetih Koc'un 'Silan Cocuklari' adli siir kitabindan)
Fetih KoçKayıt Tarihi : 18.3.2007 15:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!