Adı üstünde işte pişmiş aş, yani pişmiş yemek, su katılmaz derler, demesine de bazıları da pişmiş aşa su katmayı çok sever. Pişmiş aşa su katmadan önce pişmiş aşın gerçekten pişmiş mi pişmemiş mi olduğunu iyi anlamak lazım.
Pişmiş aşa illaki su katacaksanız, o pişmiş aşa sevgi ile yaklaşmanız lazım. Zaten bilirim ki pişirirken sevginizi de katmışsınızdır... Ama sadece sevgi de karın doyurmuyor tabi ki... Suyu çok yukarıdan dökerseniz etrafa sıçrayabilir, buna dikkat edin. Çok alçaktan da dökerseniz eliniz filan yanar, ortalama bir mesafeden dökmek lazım...
Pişmiş aşı, ''Azıcık aşım ağrısız başım.'' diye dualar ile pişirdi iseniz, aş az da olsa sizi doyurur, ancak aza kanaat etmiyorsanız da sonrası ne olur, onu bilemem... Pişmiş aşa da su katmadan önce biraz pişmiş aşa moral vermeniz lazım ki su kattığınızda fazla bozulmasın. ''Bak pişmiş aş sana birazdan su katacağım, biliyorum pişmiş aşa su katılmaz ama, mecburum ev de başka yemek yok, çocuklarda aç zaten biraz bol göstermem lazım yemeği, kusura bakma.'' deyip gönlünü almanız lazım pişmiş aşın...
Bir de bu pişmiş aşa su katmanın bir çok şekilleri vardır. Sürahi ile olur, bardak ile olur, maşrapa ile olur. Pet şişe ile olur... Bunlar maddesel olanlar tabi ki... Bir de kişisel olanları vardır bu pişmiş aşa su katma tekniklerinin, onlarda kaynana ile olur, kayınpeder ile olur, enişte ile olur, baldızlar ile olur, kayınbiraderler ile olur, amca oğulları ile olur, dayıoğulları ile olur, bacanaklar ile olur, kısaca bu işin her türlü oluru vardır...
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta