Sırrını biliyorum pinokyo
şimdi dağınık dalgalar örtüyor incilerini
bir yakamoz ağlıyor ben giderken
düşlerde serçe telaşı
gözlerimi eskiten bol koridorlu sessizlik, sensizlik
ellerinde yeni hüzünlerin eskimez marşı
ellerin 'vardı'…
herhalde ince ve uzun parmaklıydı
ve tahtadan ve burnunla orantılıydı
….
Çelişkiler ayrışırken icat edilmemiş formülerle
dibe çöken aşk kanayan dudak
kulağımı dolduran anlamsız kalabalık
sarkacımda menekşe izmaritleri
günceme düşen bir sarı tel
küllenen mavi
tutuşan matem
ellerini diyorum hani
bir tek ellerini özlüyorum
Şimdi
ellerin iğde bahçesinde güz
yazlar serin kışlar hafif zehirli
baharın esamesi okunmaz sorma
bir çıkmaza akarken içimdeki nehir
bal sürdüm dudağına duvarların
Eşkalsiz bir 'm' bulutlanırken kirpiklerimde
kırkikindiler yağar şehrin ışıklarından
saçlarımda titreyen masum dem
ellerin diyorum sevgilim
ellerini seviyorum….
Kayıt Tarihi : 6.8.2006 22:00:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Benna Hatun](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/08/06/pinokyo-8.jpg)
TÜM YORUMLAR (2)