Kırmızı bir alevdi üzerinden atladığın,
Ve yüreğine bir hançer gibi sapladığın…….
Avuçlarının içerisinde sakladığın,ölüm gibi yalnızlığın…….
Ve yalnızlığının peşindeki, nefretin ayak izleri, kurnazlığın….
Yorgun yılların,yüreğinin titremesiyle durulurken,
Geçmişinin çatlak sesleri peşinde bir gölge gibiyken,
Bu kez ben,
Bu kez ben olacağım veda eden…
Geriye dönüp
Arkama bakmayacağım…
Geride bıraktığım kocaman bir sevgiyi
Yağmurun,kalbimdeki izleri sildiği gibi
Giderim……
Şeftali çekirdeklerinin kızıl renginde
İzler bırakarak dönülmeyen hayat yollarına
Kimsesizliğimin en derinlerine
Giderim………
Kimseyi kanatmadan,
Sessiz bir yolculuğa çıkıyor yüreğim…
Sandallara bıraktım gizli minik umutlarımı…
Avuçlarımdaki kardelenlerim kurudu,
Ve gözlerimden akan yaş değil,
Kan gölleri misali gururdu….
İşte gidiyorum anne…
Dev bir çınar devrildi
Senin küçücük kızının yüreğinden…
Gözlerimi kapatmak istiyorum artık
Derin uçurum boylarında…
Belki bir gelincikte koklarsın
Maviliklerinde kayboldum
Deniz gözlerinin…
Deniz gözlerinden yüzerdim,beyaz kayalıklara…
Ve beyaz bir ruh hali sarardı
Bütün çiçek bahçelerimi…
Yağmurlar yağmaya korkardı
Kimsesiz çocuklar gibi kaldım
Kaldırım köşelerinde...
Elimde kendimi kandırmak için
Minik bir elma şekeri!
Ne gidecek bir yerim var,
Nede sığınacak bir köşem...
Ey İstanbul,
Kalabalıklarında sevinip,
Kimsesizliğinde kaybolduğum tek şehir……….
Hayatımdan hiç izler taşımayan,
Üzerinde hiç yürümediğim,
Gözyaşlarımla ıslatmadığım kaldırımlarının
NERDEYDİN? ? ?
Soğuk bir kış gecesinde kalmış ruhum
Ve
Alev sıcaklığındaki ellerin,
Bir yıldız gönderdim peşinden,
Bir uğurböceği,
Ve birde karınca…
Yıldız gökte,
Uğurböceği başında,
Karınca ayaklarının altında…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!