Senin Şehrine uğradım dün akşam üstü.! Sokaklar Sen kokuyordu sanki.! Ama irkildim baktım ki etrafıma, yalnızca ateşten hasretin
ve hançerden özlemin kesip yakıyor yüreğimi..! Dönmek zorundaydım, ama gözlerim hep Seni arıyordu,,, Sanki heran bir köşe başından çıkabilir, yada bir pencereden bakabilirdin sanıyordum..! Ve bir anda sahile takıldı gözlerim,,, denizler maviliğini yüreğinden, Güneş güzelliğini yüzünden almıştı Senin..!
Ve Seni resmediyordum parçalı bulutlu gök kubbede gökyüzünün en Mavi yerine...! Gülümsüyordun bana, Ve gülüşlerin batıyordu yüreğime,,, inceden inceye...
Vaktidir şimdi dalgaların geldiği,
Şu kıyıda yıkanan kayaların,
Kurulmak üstlerine.
Yerleşmek iyiden sigabildiğince,
Dinlemek hışırtılarını.
Bakmak enginlere.
Sevmek diyorlar ne sevmesi acaba
Ya da hangi sevgiden
Bahsediyorlar?
Yüreğimi söküp eline mi vermeliyim bilmedim.
Acı ve sevinci bir arada yaşatan mutluluk,
İyiyim ben...
Soranlara söylediğim tek cümlem.
Nasılmıyım...
Hiç öylesine bildiğiniz gibiyim işte.
İyim ben sadece sensizim.
Yok ki içimi ısıtacak cümlelerim.
Kaç kere ölür insan...?
Yanılgılar pişmanlıklarda öldürmez mi insanı...
Ya kırgınlıklar...?
Kalbimin hoyratça atılması bir yol kenarına...
Ölüm sayılmaz mı... ?
Yine sen düştün geceyle aklıma
Zamana meydan okuyor gözlerim
Muhabbettim başladı gölgenle
Tamda seni düşünüyorken....
Özlem dolu gözlerini kana kana içtim
Cennet bahçesi yüreğinden geçtim
Hüznüm gözlerimde
Yannızlıgım yanımda
Çektikçe çekiyor
Karanlıklara beni
Aklım boşluğa düşmüş
Sevgi dolu bir kemancı olmadan
Sessizliğe boğulan bir kemanım....
Şefkatlı dokunmasını özleyen
Kucakta titreyip biten kemanım....
Bir mahzende kaldı umutlarım
Çürümeye yüz tutarcasına
Ve düşüncelerim döküldü
Yağmur gibi, çöl yangınlarına
Yandı ta içimin vahhasında
Sulak düşlerimin aynası
Bir umutla beklemek zor şey
Toprağın yağmuru beklemesi gibi
Gözlerini dikip çaresizlikten
Beyaz bulutlara uçan kuşları
Sessizliğinden izlemeye benziyor
Hayat akıp giderken ellerimizden
https://youtu.be/Ta0DM_yMxr8