Bulanık suların etrafında
Kıvrıla kıvrıla akarken
Cenazesinde çamların
Başlara beyaz karlar yağar
Mermer taştan
Kimse öyle görmez manzarayı
Sen tutmuş dersin ki
Erimez mi bu mezar taşları başımızdan
Oysa en sıcak iklimiydi bu tepelerin
Lakin sen hep üşüyeceksin
Anayı babayı evlat gibi
Gördüğün gün
Başladı derin hüznün
Sonra kimsesiz odalarını sevdin
Kapana sıkışmış yerlerin
Bomboş bir ev
Zeminini evlerin secde işaretçisi
Bezler kaplamış
Senin zeminlerin neden çırıl çıplak ki
Nerede şimdi
O jet gibi namazların ayak örtüleri
Ne dizlerde zemin
Ne zeminlede yorgun dizlerin izi
Şevkatini çekmeyen tüm varlık
Hiç dikkatini de mi çekmedi
İki kapı arasında
Sıkıştırdığın başın
Sesini kısar ömrünün
Yüzünü öteye çeker
Gel istersen bu son seferinde
Bir kez olsun dinleyiver
Ne diyor kuşlar
Kayıt Tarihi : 31.3.2009 07:43:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Levent Deniz](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/03/31/pier-2.jpg)
başımızda erimeyen mezar taşları,
Bu manzara izin seçilmiş özel gözler vardır kim bilir, senin gibi,
Ben de sesimi verdim ıssız bir maviye yapayalnızlığımdan şikayet eder durmaksızın didikleyen yoklayan düşünce acıları.
Silinmiş sehpada çay lekesiyim , belki ömrün son ikindisiyim
Güneş penceremde beni sorsa da bakışım yok durgunum geldi bu vakitte.
Terkettim kendimi de huzurum mavi ve şehir surlarından düşerken öyle başka ki.
TÜM YORUMLAR (2)