Peynir Gemisi Yürütüyor Lafla Peynirci

Ulaş Başar Gezgin
124

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Peynir Gemisi Yürütüyor Lafla Peynirci

Kuruluyor pazarlar, dolup taşıyorlar amma,
Boşalacak buralar kalmadan akşamına....
Yok işte yeni bir şey, peynirci cephesinde....

Dil peynirim var benim, dile benzer, kayar dilde....
Dertlileri cezbedecek tatlı dilim de,
Hoş sözler boşanacak bir ağzım da var....
Bıraksanız, konuşayım bir?....

Kelle peyniri var, koltukta.... İki karpuz....
Bir kalıbın yanına, bir çift zeytin koyunuz,
Aç için bu dediğim, şah sofrası olacaktır....
Şahın açlığı da, açlık sayılmalıdır....

Ellerimle erittim şu eritme peyniri,
Yani elim de var, kolum da var.
Sarmalar kimi zaman, kimi zaman kol büker
Bıraksınız, sayacağım nasırlarımı....

Gençten çocuklar tanıdım, iplik peynirini,
Boyunlarına doladıklarında kimbilir kaçıncı kez,
Lanet ettim yaptığıma bu katil peyniri....
Dinamitten pişman olan mucitlere sorulmalıdır....

Bitişik kaşlıların olsun, kaşkaval peyniri....
Çatılır kimi zaman bunca işe kaşlarım,
Kendimi en çok ben, onlarla anlatırım,
Bıraksanız, sığdıracağım, sitemdir kaşlarıma....

Tel peyniri, bıyıkları tel tel çıkan delikanlılara,
İnek cenahının imansız armağanı....
Nasıl ki görülmemiş şimdiye dek, bıyık yiyen,
İstemiyor olmalılar gençler, almayı bundan....

Hangi eller daha iyi, yapar otlu peyniri,
Kandilin ışığında yoğuran köylü kızdan....
Van’ın kapanmış tüm yollarında kışları,
Kentlilere inat olsun, büyücek otlar biter....

‘Hangi eller’ diyorum ‘hangi eller’,
örebilir örgüsünü örgü peynirin, çözebilir
hangisi, kıyabilir hangisi çözmeye....
Bana kalırsa Bakır’ın peynirini, ben hiç satmayacağım....

Gizliyorum nasıl yapılır Urfa peyniri....
Gösteremem kimseye peynirhaneyi....
‘Peynir ağacından topladım’ diyorum çocuklara,
İster inanın siz de, ister inanmayınız....

Ellerine tutuşturduğum, vardiya çıkışı,
Genç, yaşlı işçi kadınlara, tulum....
Duman çekerlerse de günboyu onlar,
Bir tulum parçasıyla salim olurlar....

Size ne çok söyledim, loy kirli hanım,
‘Peynirsiz yaşanmaz işte, yaşanamaz’ diyorum....
Geçerse de bir çırpıda, tüm kiri elinizin,
Kaşardaki delikleri kimseler tıkayamaz....

Yıllardır kendime, şudur sorduğum:
Teleme bir yana dünya bir yana,
Hiçbir işe yaramaz, peyniraltı suyu muyum?
Ben hep peynir şekeriydim belki daha çok....

Bilmesin istedim, kimse bilmesin,
Peynir hastalığına tutulduğumu....
Öksürüğüm, peynir küfü yüzünden....
İplik peynirinde yürümede çocukluğum....

Değil mi ya peynirdendi yatağım,
Değil mi ya düşlerim hep peynirden....
Değil mi ya, evim, bütün elbisem,
Bütün dünya, yalan yok, peynirdendi....

Atlasın o peynirden öbür peynire,
Peynir kurdu hatta peynir sineği....
Gücüm yok savaşacak, kurtla sinekle,
Peynirleşmedeyim ben de, süt isem....

Peyniraltı suyuna banınız varlığımı....

Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul, 2002

Kaynak: Gezgin, U. B. (2007). Gezgin Şiirleri (2000-2005) [Gezgin’s poetry]. Lulu.


Ulaş Başar Gezgin
Kayıt Tarihi : 9.8.2022 01:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!