Ya resulallah
Esselatü vesselamu aleyke ya resulallah
Ey alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili; ey kainatın göz bebeği, ey efendim. Bu mektup vesilesiyle sana hitap edebilmek ne güzel, salâtı selam olsun sana ya resul. Babası abdullahın alnındaydı nuru, 571 de doğdu, âlemlere rahmet olmak için geliyordu o, doğar doğmaz ümmetim, ümmetim yarab diyordu yetimler yetimi, babası doğumundan önce ölmüştü, doğduğu gece bir Yahudi bağırıyordu, ağlıyordu, bu gece Ahmedi Muhammet Mustafa dünyaya geldi diyordu, yağmurlar kadar sana salat ve selam olsun ya nebi, ne mutlu ki haberimiz olmadan sana ümmet olmuşuz, doğdun ümmetim dedin, yaşadın ümmetim dedin, öldün ümmetim dedin, işte ümmetin uyanda gör, utanırız, sana layık olamıyoruz, bir yılan kadar olamadık, bir hurma kütüğü kadar sevdalanamadık sana.
Anam babam sana feda olsun ya Habib, senden 1400 yıl sonra ümmetinden bir ferdim, ben seni görmeden inandım, görmeden sevdim, ashabın seni bir gün görmeden dayanazken ben bu hasretle ne yapayım ey canlar canı… Bir gün Mekke sokaklarına ciğer kokusu yayılmıştı, dediler’’ ya resul dostum dediğin ebu Bekir evinde ciğer yiyiyor’’ gidip baktılar dediler, ‘’ya ebu Bekir biz günlerdir açız sen ciğer kavurursun bu ne iştir’’Hz ebu Bekir sıddık dedi ki ‘’ya resul senin aşkından özleminden öyle içim yandı ki ciğerim yandı kavruldu, bu onun kokusudur’’.Hz. ebu Bekir böyle yanarken ben kül olmam mı ya resul olmam mı, nasıl bir sevgiydi o ashabında ki sevgi, Hasan Basri diyor ki ‘’sizler ashabı görseniz deli dersiniz, onlar sizi görse Müslüman demez’’halimiz sana malum, tut elimizden yaresul bizi nefsimize bırak ma.
Hani amcan ebu talib ticaret için seni bırakıp giderken, amcanın önünde durup’’ey amca beni kimlere bırakıp ta gidiyorsun beni de götür’’dediğin gibi, sen bizi kime bırakıp gittin kimsem yok senden başka ya resulallah. Mübarek başın akıl sultanın odağıdır, mübarek gözlerin nur köşkünün penceresidir, kulakların hayadan oldu, mübarek göğsün ihlastan, mübarek dilin şevkatten ve merhametten, iki elin cömertlikten, sümbül saçların cennet nebatından, mübarek ağzın cennet şekerinden yaratıldı. Bu kadar ziynetle süsleyip bize hediye gönderdi rabbim seni, biz ise kıymetini bilmiyoruz ya resul bilmiyoruz. Rabbim senin için 18000 alemi yaratmış, biz sana ne yaptık, bir canım var verebileceğim onu da aşkınla erittin, ey gönül sarayımın sultanı, insanların en güzeli. Mısır kadınları yusufu görünce ellerini kestiler, vallahi seni görselerdi bıçağı sinelerine saplarlardı, biz görseydik ne yapardık ya resul seni görmeye bu kalp nasıl dayansın.
Sana canan gönül hayran nedendir
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış