Gece gelmek bilmedi
güneşte gitmek.
Sis duvarları örmüş örümcekler camlara
duvarlarda zamanın gölgesi
kovalıyor sanki peşim sıra
küçük bir çocuk gibi yapışıyor eteklerime.
Kalemi bastıra bastıra yazsam
kalır mı ki izi cümlelerimin?
Aklımın bıraktığı izleri silebilir miyim
ya da duvarların dilini kesebilir miyim?
Kağıdın altını üstüne getiriyorum
hüzünleri bir bir saçıyorum ortalığa
tepe taklak düşüyor yine kelimeler
bardaktan boşalırcasına dökülüyor düşüncelerim
sürüler halinde koşuyor yine
cennetteki ateş dolu ırmaklarda yakıyorum her birini.
Sindire sindire tadıyorum anılarımı, acılarımı
tadı damağıma yapışsın istiyorum
kalsın orada öylece
bir bir sevip öpüp kokluyorum...
Gökyüzüne savuruyorum tohumları
gövdemle sarılıyorum gününe gecesine
alabildiğine geniş alabildiğine derin
kemiklerim kırılasıya...
Şimdi uzun bir yolculuğa çıkıyorum
sonun başlangıcından
toprağa dokunup derin bir nefes alıyorum
iyice ruhuma, benliğime dolduruyorum
kızıl siyah havasını.
Kendimi bulduğum kendim olduğum
kendime koştuğum bu yerden çift başlı
ama dimdik süzülüyorum...
Aylin Tamakan
Aylin Tamakan NergizKayıt Tarihi : 24.8.2021 18:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!