en ince cetvelle hemen şimdi
eskimiş kalbimi ölçüp ölçüp
şehrin meydanlarına bırakıyorum
terk ettiğim sokaklarına ruhumun izlerine
hangi vakit ümitsizliklerimden ,ümitler doğacak
ne vakit çaresizliklerimden çare
nur pınarları ufkun yamacından akıyorken
şafakta ,bir sabah nasıl beliriyorsa öyle
güneş göğsünden nasıl emziriyorsa gündüzleri
göğün derinliğinden ebedi müjdeleri
kalbimin sağır duvarlarına can suları sunulacak
kökler salınacak bağrımın kara toprağına
hiç eksilmeyen bir sevinç denizinde
uçsuz bucaksız maviliklere tutunmak için
gökler yırtılsa da, yıldızlar sönse de
demlenmek için yalnızlığın sinesinde
billur bir ışık eşliğinde damla damla yağacağım
ümitlerin taç yaprağına ışık ışık dokunacağım
yeni bir kodese açılıyor firar ettiğim her kapı
parmaklarımın arasından ateşler damlıyor
gölgem yanıyor tutuşturuyor düşlerimi
bir paçavrayım saçak saçak , duman duman
yakacağım kendimi
ateş benim üzerime salınmış sanki
en gizli zamanlarda tutuşmuşum
yüreğimin dehlizleri alev almış
kül ediyor nefeslerimi köz oluyor her yanım
ateşle doğmadım ,ateşlere adandım
yakıcılığına tutsak olduğum amansız ateşin çaresi yok
belki de tortulardan temizlenecek, kirlerden arınacağım
içimde uyuyan tohumlar uyanacak
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 22.4.2018 13:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!