Ne olur; söyleyiniz, hangi mekanda yarim?
Göğe çıkmakta bütün gün benim ah-ü zarım.
Onu gönlüm beğenirken, yazamazdı kalemim,
Feleğin hışmına uğrayacağın canımızın!
O bedinin dudağından biraz olsun işitir
Güzelim şarkıların da bilemezdim beni, kim!
Bu karanlık gecelerde yine gülsem de şirim,
Dil elinden yanarım amma görünmez narım.
Onu gördükçe parıldar yüreğimde bir ışık,
Yeşili, pembesi... Her yan, cemi renkler karışık.
Fakat ardında bu gönlüm sürünür hep... Alışık!
Görebilsem ne yapar hep, bilerek, ben yanarım!
Hadi Şükrü’m! Yine daldın, yine kandır yüreğin,
Açıver bir-iki dosta, bilir onlar derdin.
Kara günlerde bırakma o cefakar kalbin,
“Gönül elmas gibi” Derler; defet ondan zararın.
Kayıt Tarihi : 22.7.2000 16:29:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Şükrü Tarla](https://www.antoloji.com/i/siir/2000/07/22/perisanim-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!