PERİŞAN HALİMİZ
Âşıklar düşerse sazından ayrı
Bozulur düzeni teller perişan
İyinin ameli, kendine hayrı
Kötünün mezarı, sallar perişan.
Bir tek çiçekle, gelir mi yazı
Kış günü dondurur, gece ayazı
Ne kadar cilve; neylersin nazı
Usandım canımdan, haller perişan.
İtin izi, kurt izine karışır
Fitne, fesat kötülükte yarışır
Şeytanla dost olurda barışır
Eğriye eğride, yollar perişan.
Fark etmiyor işte; kız mı, kızan mı?
Kader bu; yazan mı suçlu, bozan mı?
Öter; boru mu suçlu, borazan mı?
Kirli güllerimiz, dullar perişan.
Bülbülün bağında, karga yuvası
Bozuldu aile, mutlu havası
Söner ocaklar, boşanma davası
Huyu batakta, hayaller perişan.
Geçim geçmişte, israfı kapıda
Evi eşyaya kirala, her yapıda
Böyle yazılıdır, bütün tapıda
Salonu, mutfağı, holler perişan.
Yasalar yaslanır, basın azıtır
Edep, maneviyatı toptan kazıtır
Ameli Siyonizm, dilin uzatır
Millet köle, idealler perişan.
Demokrasi nerde, biz size geldik
Anayasayı, her on yılda deldik
Bizans oyunu, ayak çelme çeldik
Hak var, adalet kurallar perişan
Basın yaralar, ne yapar savcılar
Mafya, çete çarşıda, avlar avcılar
Yargıda yargılanır davacılar
Tozlu dosya, arzuhaller perişan
Bu vatan kimin? Bu vatan zalimin
Süründe sürün, bitmez talimin
Medyuma rağbet, nerde âlimin
Yükselir intizar, kullar perişan.
Yunus’ta düşünce; düşüne düşman
El açıp zalime, eyleme elaman
Canı yanar, çıkar tütünü, duman
Gerçek rivayet, masallar perişan
Kayıt Tarihi : 12.3.2014 10:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!