Şu garip dünyaya geldim geleli,
Seneler hüzünlü günler perişan.
Türküler dinledim bildim bileli,
Besteler hüzünlü, sözler perişan.
Garibin diktiği fidan kurudu,
Yetimin yediği ekmek kurudu,
Merhamet isteyen diller kurudu,
Yürekler hüzünlü gözler perişan.
Zirvede kuruldu nice saraylar,
Bey ile paşalar ağırlanırlar,
Unutulunca hep dağlar ovalar,
Yolcular hüzünlü hanlar perişan.
Sevenin aşkında hileler oldu,
Doğrunun kıymeti bilinmez oldu,
Bülbüller ötmedi, güller hep soldu,
Dereler hüzünlü göller perişan.
İnsanlık yüzüstü yürek yaralı,
Dosta selam bile çıkar hesaplı,
Duyguyla düşünce ürkek olalı,
Bulutlar hüzünlü, bağlar perişan.
Bakmayın tebessüm eden yüzüme,
Bakmayın 'çok şükür' diyen sözüme,
Görünen şu hâlim kırgın özüme,
Hayatım hüzünlü gönlüm perişan.
Kayıt Tarihi : 2.1.2011 20:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!