Bir türkü söyleyim bir zat üstüne
Bakalım garip ne kadar perişan
Bu feleğin bu garibe kastı ne
Vurur pençesini eder perişan
Kavalı omzunda türkü dilinde
Maşlağı sırtında deynek elinde
Karatoh çıkısı azık belinde
Bir zamanlar sığır güder perişan
Yoz yayarken bilmem fikri neyidi
Çağırdı yanına verdi öğüdü
Akşamüstü köye saldı Seyidi
Amma nere doğru gider perişan
Sabaha dek gözetledi hilalı
Tam kırkıncı günü dağda kalalı
Unuttu garibim köyde Bilalı
Kalacak daha ne kadar perişan
Çile çekmek imiş yokluğun adı
Daha küçük birşey bilmez Muradı
Ömrünce çalıştı nimet aradı
Ne yapalım yazı kader perişan
Yusuf emmim tatlı canını sıkma
Çalışmak ibadet sakınha bıkma
Hasret yüklü sen Ubeydeye bakma
Yabanelde hali heder perişan
Kayıt Tarihi : 18.1.2012 21:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiiri yiğit namıyla anılır babından Sivas Yıldızeli Kümbet beldesinde yaşayan Yusuf Polat (perişan) a ve oğlu seyidin kayboluş hikayesine (Bilal ve Murat Y.Polatın diğer oğulları) birnevi izin alarak yazdım.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!