nergiz
unutup yüzünü suda, perirû
pür telaş. pür sevda. pür atlas
elâ bir denizi dolar gözlerine
amor amor! ah, mine'l aşk
avuntusu göğün ve gülün
Sümbülî bir sabahtı, bir yürüyüşe çıktım. Sinsi planının ayırdındaydım zamanın ama bir güzel burdum kulağını ve koydum cebime; ürü be dedim, ürü; ben yürüyeceğim! Bir gün bir aptallar ülkesinin öyküsünü yazacağım, zamana tutsak; söz verip kendime, yürüdüm. Göz kırptım Edgar Allan Poe’ya, “Çan Kulesi’ndeki Şeytan” öyküsünü anımsayıp; Tanpınar’a bir selam çakmayı da ihmal etmeden. Dedim ya, sümbülî bir sabahtı! Sümbülî’den daha güzel hangi sözcük anlatabilir bu sabahı, gökyüzünün şu rengini? Esirgeyen, serinliği ılık, üşütmeyen; sümbül rengi bir çadır bezi gibi başımızın üzerini kuşatan şu rengi. Kulaklığımda “Sonsuz Aşk” diyordu kadife sesli bir kadın, yumuşacık bir çığlık gibi. Ben yürüyordum; hem içimde, hem dışımda.
Yeni bitmiş, yeni yerleşilmiş, kendinden hoşnut binaların önünden geçtim. Yepyeni perdeleri, parlak gözler gibi pencereleri, geniş balkonlarında çiçekleri ile yaldızlı bir gösteriş içindeydiler. Kapı önlerinde, geniş bahçelerde, otoparklarda; metalik, opak, büyük, küçük, ucuz, pahalı onlarca araba; sabah mahmurluğu içinde uyukluyordu. Hizmete âmâdeydiler, köpekler gibi… Birazdan sahipleri uyanacak, kapılarını açacak, kontak anahtarlarını çevirecekti.Onlar da silkinip canlanacaklardı.
ekru duvar boyası
yaldızlı çerçeveler
gülü düşünür gül olurum bülbülü sen
insan bir pagan rüyadır bazen
tanrının gördüğü
i(di) l…
I
styx’ten geçtim
cehennemi gördüm
suyu ve âteşi
yan/a yan(ıl) a
-ayrılık ay gibi sessiz gelir—
hüzzam bir gece acıtırken akşam sefalarının rengini
bölünürken dilim dilim
o gayya kuyusu kesir
çözüp nakışından sevdamızın renkli ipliklerini
kırışalım
tuz basılmış yaralarıma inat
pervaneyim ışığında
ey hayat
devrik bir sultanın
kahreden kederi
aylardan güldü güllerden Mayıs
eliyordu gecenin çorunu kumunu
dudağına altın tozu bulaşmış Çolpan
kana/ya kana/ya içtim ışığından
yüzdüm denizinde tırmandım kAyAlarına sArp
uzadı gölgesi kurganların, kavi
ve sildi korungalar pembe terini
alaca değirmisine akşamın
şimdi su verme zamanı
yaralara ve sardunyalara
S
susmalar alfabesi
paslı diller, körelmiş im/lâ/l
geçmiyor iplikler çoğalan geceyi
tekirdağlı şairler antolojisi derliyoruz sayın hocam....bilgi için 0 506 667 62 38 sedai kavrık......saygılarımla.....