Bu sessiz çağda
Bir dağ başında
Sessizliğe hasret bedenimle
Karıştırıyorum kendimi bir "yok"a
Yapraklar rüzgarlarla sevişirken
Geldim sana bütün yokluğumla
En sola bir beton dök usta
Ve en sağa
Yolunu bulsun su ortada
Dokunmadan topraklara
İndir gözlerini
Bir endamlı ağacın gövdesinde
Boğuluyor ruhum
Duyamaz seni
Takır takır çalışmaya aday makine
Bir seher vakti
Bir başka tatlıdır
Bizim pınarların suyu
Ki gece gibi taşınan
Güllerin budanmış dallarından çıkan
Yok gövde
Varlığına kurban
Leylekler birlikte uçar
Ölürken bir leylek
Yalnız başına
Geniş masalar yaparken ovamda
Yaşamayı severdi
Gümüş kanatlı kelebek
En çetin savaştan çıkmış gibi
Bilmezdi uçtuğunu
Başka ve çetin savaşlara
Bıraktım bir kuşu
Başkası okşasın diye
O narin başını
Ama ne yaman ayazlarda kaldı
Buyur bulut
Su koydum ortaya
İçesin ruhunla
Öyle yollardan geçtik
Ki bir daha görülesi
Bir yağmuru heybemizde taşıdık
Boş sayfalı kitaplar yazdık
Beklerken
o budanmış yerden çıkacak gövdeyi
Bir bacağı diğerinin yarısında bir adam
Yetiştirmeye çalışıyordu
Bir bacağını diğerinin yarısına
Ve "Acı da sevilir." dediğime utandım
Bayağıdır devşirmiyorum
Seni engebeli yaylalardan
Hadsizliğime bir kement vursan
Hadsizliğime...
Bu yollar ne güzel çiçeklerle dolu
Uçmalı ve görmeli bu yolu
İnce tüylü güzel sesli bir kuş
Konardı seher vakitleri
Yeni budanmış bir dala
Ay ve yıldız
Salındı göğün boynunda
Ben göğü seyre dalınca
Başkalarına kol kanat geren bir vatan
Öpüştü kolundakilerle
ve kanadındakilerle
Ve terketti kendi insanını
Bir gece bir sokak ortasında
Bir başkasına
İnce ve düzgün biçimli
Bir ok sıkıyorum
Yokluklardan varlıklara
Kayıt Tarihi : 27.10.2017 09:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.