Pembe Kurdele Şiiri - Fulya Aras Koca

Fulya Aras Koca
50

ŞİİR


36

TAKİPÇİ

Pembe Kurdele

Saatler ilerleyip,
kötülük
meydanları doldurmak için huzursuzlaştıkça,
karanlık dolaşmaya başladı
sokak lambalarının altında.

Soğudu gün
Soğuruldu renkler

Gölgeler yavaş yavaş düğüm attı
günün aydınlık yanlarına.

Vuruldu ışık huzmelerinin boynu.
Kesildi umudun soluk alışverişi.

Kör ve sağır olmak şartıyla
geceyle aralarında anlaşma yapmış olan müdavimler,
saklandılar kuytulara.
Karardılar karardılar yok olana kadar.

Pusu için artık hazırdı yeni kurbanını bekleyen kabuslar.

Bir genç kız kalmıştı ortada
Bir de tam arkasında
Kısa kısa soluklar alıp veren adam

Mazgallar pis kokusunu kustu kaldırım taşlarına

Soludu adam
Sokuldu adım adım kıza

Ay çekildi ar edip bulutların ardına.

Paralandı masumiyet.

Pembe kurdela düşerken kızın saçlarından
kir sıvandı duvarlara

Dökülmekle bitmeyecek gözyaşlarının
çığlığı uzandı
gecenin kuytusunda.
Vurdu,
tüm evlerin kapısına.
Ulaşmak istedi,
uykuda olanların vicdanına.

Hiçbir kapı açılmadı.

Kimsenin görmediği bir yıldız kayarken
kapandı gecenin ağzı.

Fulya Aras Koca
Kayıt Tarihi : 23.9.2018 13:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bu şiirin hikayesi aslında, kör yanımıza düşürmeyi belki de ruhen tercih ettiğimiz hikayelerden sadece biri. Nice acılara, eksilmelere, yaprak misali düşmelere arkamızı döndüğümüz gibi... Tecavüze de arkamızı döneriz. Ses olmayı bilmeyiz böylesi acılara. Nice mağdur var. Tecavüz yetmezmiş gibi sonrasında ailesi tarafından infaz edilen kızlarımız var. Bu mağdurlardan bizim bildiğimiz sonuncusunun adı Sedanur. Yedi gündür kayıp olan dokuz yaşındaki kızımızın tecavüze uğramış cansız bedeni bulundu. Peki ya bizler kaybettiğimiz insanlığımızı ne zaman bulacağız? Edebi diye adlettiğimiz kalemimize ne zaman mükellefiyetlerimizi mihenk edip yazmaya başlayacağız? Bu şiir tecavüzcüsüne olduğu kadar ama sessiz kalarak, ama manşetlerinde yeterli yeri vermeyerek bu utanca ortak olanlara da tepki olsun.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Bülent Baysal
    Bülent Baysal

    Ne ara böylesi acılara sırtımızı döner olduk, ne ara vicdanları kara katranlara boyayıp insanlık narası atar olduk?...
    Ne ara biz bizi anlımızdan vurduk?...
    Hangi ara kahpe pusularda kalleş silahların kabzasını tutan el olduk?...

    Hangi ara çocuk yaşta çocuklara kıyar olduk, körpe fidanları ta dibinden kırıp, hayatlarını çalar olduk ve sustuk ...
    Sustuk sadece sustuk...

    Gözlerimizi kapatınca görmeyeceğiz sandık...

    Bu mısralar günün tüm karanlığı, kasveti ve vicdan yoksunluğunu dile gelerek hem güne ayna tutmuş, hemde tarihe not düşmüştür...

    Kaleminizi, duyan işiten yüreğinizi alkışlıyor sonsuz Kutluyorum Fulya Hanım...
    Teşekkür ve Saygımla.

    Cevap Yaz
  • Mahmut Mücahit Özdemir
    Mahmut Mücahit Özdemir


    Büyük bir emeğin ürünü olduğunu gerek edebi motiflerin yerli yerinde özenle seçilerek kullanılmasıyla,gerekse emek verip göz nuru dökerek oldukca seçici davranılarak,anlatılmak istenen olayı yaşarcasına konsantre olup duygusyla yuğurarak öylesine bir şiirin altına imzasını atmışkı değerli şairemiz;olayın kısa metrajlı gerçekten alınma bir filmini seyretseydim bu derece etkilenmezdim.

    Saatler ilerleyip,
    kötülük
    meydanları doldurmak için huzursuzlaştıkça,
    karanlık dolaşmaya başladı
    sokak lambalarının altında.

    Soğudu gün
    Soğuruldu renkler

    .İlk dizelerde konuya giriş için alt yapısının temel taşları yerli yerine konularak öyle bir olay mahalli canlandırılmış,öyle detaylı anlatılmışki,şiiri nutkumu tutarak okurken,bir yandan da gözlerimin önünde adeta film şeridi gibi geçen olay mahallini kolaçan ediyordum..!

    Pusu için artık hazırdı yeni kurbanını bekleyen kabuslar.

    Bir genç kız kalmıştı ortada
    Bir de tam arkasında
    Kısa kısa soluklar alıp veren adam

    Mazgallar pis kokusunu kustu kaldırım taşlarına

    Soludu adam
    Sokuldu adım adım kıza

    Ay çekildi ar edip bulutların ardına.

    Paralandı masumiyet.

    Pembe kurdela düşerken kızın saçlarından
    kir sıvandı duvarlara

    Daha sonraki gelişme bölümü diyebileceğimiz şiirin en can yakıcı,hüzünle nefretin bir birine karıştığı o bölümdeyse,ağzım kurudu yutkunamadım..! İşte o bölüm de,okuyan herkeste olduğu gibi bende de adeletsizliğe,korunmasızlığa isyanımın doruk noktasına çıktığı andı..Şiir bir fantazi konu değildi.Yaşanmış acı bir olayın şiirleştirilerek anlatımıydı..Yani gerçeğin ta kendisydi..

    Pembe kurdela düşerken kızın saçlarından
    kir sıvandı duvarlara

    Dökülmekle bitmeyecek gözyaşlarının
    çığlığı uzandı
    gecenin kuytusunda.
    Vurdu,
    tüm evlerin kapısına.
    Ulaşmak istedi,
    uykuda olanların vicdanına.

    Hiçbir kapı açılmadı.

    Kimsenin görmediği bir yıldız kayarken
    kapandı gecenin ağzı.

    Ve tüylerimin diken diken olduğu,midemin taş kesildiği,şiiri okumaktan başka elimden o an başka bir şeyin gelmeyişine hayıflanıp,o şerefsiz,haysiyetsizleri hayali de olsa liğme liğme ettiğim final bölümü..!

    Baştan sona övgülerin en güzeline layık mükemmelin de ötesinde hüzün yüklü bir şiirdi..
    Kaleminize yüreğinize sağlık Fulya hanım..Canı gönülden kutluyor,nicelerine inşallah diyorum..



    Selam ve saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • Orhan Erdoğan
    Orhan Erdoğan


    Şiir ,şairin bir öfkesi gibi gözükse de sözcükleri şiiri kalabalığa boğmadan yerli yerinde kullanması şiiri okunası ve haz alınmasını kılmış. Kutiarım sayın F.A. KOCA


    Cevap Yaz
  • Ozan Ali Aydın
    Ozan Ali Aydın

    Ne denir bilmem ama harika bir şiir olduğu ayan beyan ortada

    Cevap Yaz
  • Necdet Arslan
    Necdet Arslan

    Şiirdeydim.
    Keyifle okudum.Kutluyorum.

    Nicelerine.Erdemle.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (14)

Fulya Aras Koca