-Pehlivan nereden çıkar? Anlatmış mıydım sana, hoca diyor
-Yoo anlatmadıydın; anlat diyorum
-O da öldü gitti ya diyor
Köyden kendisi; ister Koca baba deyin ister Boşnak baba
Köye yeni gelmiştik, bahçe kapılarımız karşı karşıya – o kapıdan çıkıyor ben kapıdan –karşı karşıya geliyoruz
-Baba, tanışalım diyorum
-Tanışalım, diyor
-Fakir, Mehmet Akif diyorum
Şöyle bir bakıyor – yahu adam bi sert bakıyor – sanki Atatürk bakıyor sanırsın
-Sen hangi millettensin diyor
-Höö, anlamadım diyorum
-Hangi millettensin kardeşim diyor
Aslında bu soru bana daha önce de soruldu –ben de cevabını vermiştim- doğulu bir vatandaş sormuştu;
–Sen, hangi millettensin?
-Bize Türk diyorlar demiştim – Anadolu’nun bazı yerlerinde Manav bazı yerlerinde Çepni de derler. Kahpe Bizans filminde ise Mehmet Ali Nacarlar diyordu.
Aslında benim ne olduğumu biliyor da – benden –Sen! ! hangi millettensin? Sorusunu bekliyor – ben de soruyorum
-Peki sen hangi millettensin?
Cevabı “çakacak” bekliyorum – benliğini, varlığını, siyasetini bana gömecek – dolmuş, şarj olmuş, sıkıştırılmış ramazan topu gibi patlayacak
-Ben Kürdüm
Ben de gayet sakinim – son hamle bende – hazırım
-Olsun, zararı yok
Şaşırıyor, afallıyor, kapışacaktı ya kapışamıyor –hevesi kursağında kalıyor
Aslında, içimden devam ediyorum –Senin Kürt olman beni asla rahatsız etmez arkadaşım – yeter ki; ülkenin götüne dinamit sokma
Boşnak baba da soruyor-fakat onun üslubu farklı –alt yapısı- sevecenliği farklı
-Sen hangi millettensin kardeşim
Cevap belli – tecrübeliyim ya
-Türk diyorlar fakire baba, bazı yerler de Manav derler
-Ben de Boşnağım diyor – üsteliyor, vurguluyor Boşnakoğlu Boşnağım
-Yahu baba bana zararın olur mu? Diyeceğim – içimden şeytan dürtüyor “sor “diyor
Sormuyorum – boşver – Boşnakoğlu Boşnak baba iyi adama benziyor – aklından neler geçiyor -kim bilir?
-Bak hoca sana da anlatayım diyor-sana da anlatayım demesi şundan-sabah fırlamış kahveye yakaladığına –rastladığına anlatmış –beni de yakaladı –anlatacak-gece bir rüya gördüm diyor – eve misafirler geliyor – avlu da karşılıyorum hepsini –hepsi eve giriyor arkada bir adam kalıyor sakallı cüppeli bir ihtiyar –tanımıyorum
“sen kimsin” gibi elimi açıyorum - bak hayalinde canlandır olayı – elini karşındakinden para alır gibi uzat – çok uzatma dirseğin vücuduna yakın olsun sonra elini şöyle bir sertçe çevir elin ayası yukarı bakarken sağa doğru baksın matkap mandreni döner gibi - anladın mı – yahu elini havaya kaldırıp “kafadan kontak mısın dersin ya – onun eli havada olanı değil –karşıya bakanı olacak
Devam ediyor anlatmaya;
Adam bana öyle bir yaklaştı ki; korktum yahu diyor –yanaştı ve şöyle dedi
Yine, tarif ediyor bana adamın tavrını- hani karşındakinden alacağını –onu kırmadan istersin ya –işte öyle diyor – olmuyor bu tarifi beğenmiyor –adam gülümsedi diyor, ağzı kulaklarına kadar açılıyor, tavrı yalvaran biri gibi- ya da ben ne yapayım ben elçiyim – elçiye zeval olmaz gibi
-Emaneti almaya geldim diyor
-Korktum yahu diyor –adamın eli de aynı benim gibi – hareket aynı hareket –mandren –hareketi yaptı diyor
-Azrail geldi vallahi diyor –emaneti alacağım dedi diyor
-Tamam da baba sen ne yaptın
-Ne yapayım yahu – hiç bişi yapamadım dondum – kasıldım- katıldım kaldım
-Hayırlara vesile olsun baba – vallahi bu defa kurtarmışsın- ya hadi gidelim diyeydin- ya -yok daha işim var deyip hazreti kızdıraydın- vallahi iyi kurtarmışsın - sen ses çıkarmayınca çekip gitmiş hazret
-Öyle oldu vallahi- ben sana pehlivan nereden çıkar anlatmış mıydım?
-Yok baba anlatmadıydın anlat
-O da öldü gitti ya diyor
-Ben güreşlere çok meraklıydım gençken –bir sene karar verdik –Kırkpınar’a –güreşlere gideceğiz arkadaşlarla –araba kiraladık – kira deyip geçme zamanın iyi parası ha –ertesi sabah ezanla çıkacağız yola – ben bir hasta oldum- doğru beni acil servise – hastaneye
-Yapma ya baba vah
-Vah ya –doktor üç tane serum verdi –serum deyip geçme ha hepsi büyük boy biyot kadar –biyot’u biliyorsun değil mi – hastaların sıcak su torbası olur ya – hah, işte onlar kadar
-Vay be
-Vay ya –bir torba serum dört saatte bitiyor damla damla –bak nasıl damlalar biliyor musun pıt----pıt ----pıt diye –pıt pıt derken araları bir uzatıyor ki; dinleyen bunalır, sıkılır vallahi – vallahi bu serumlar bitmez diye
-Ben ne yaptım, diyor
-Ne yaptın baba
-Hemşire bağlıyor serumu gidiyor –ben açıyorum serumun vanasını –damlalar bir damlıyor ki; pıt pıt pıt pıt diye –zannedersin balıkçı takası sefere çıkıyor-zannedersin taze bebe ard arda gaz salıyor- yahu dinleyen vallahi ferahlıyor o böyle anlatınca – hah – oh –işte böyle biter koca serumlar- oniki saatte bitecek serumu dört saatte bitirdim diyor- gözüm açıldı –kendime geldim- hanıma dedim ki; diyor
-Sen kapıdan çık git – ben arkandan kaçacağım hastaneden
-Yahu bey yapma etme demiş hanımı ama – kim dinler
Hastaneden kaçmış –arkadaşlarını bulmuş –doğru Kırkpınara
-Pehlivan nereden çıkar? Anlatmış mıydım sana, hoca diyor
-Yoo anlatmadıydın; anlat diyorum
-O da öldü gitti ya diyor
Kırkpınar’a vardık – vardık ya – Kırkpınar’da kavga çıktı diyor
-O Kara Ali var ya, o Kara Ali – yaman pehlivandı – sen tanımazsın –eski pehlivanlardan – baş pehlivanlardan –başpehlivan ödülünü beğenmedi- kriz mi var o sene ne var – para az ya -bağırdı çağırdı – sinkaf etti – bastı tekmeyi kazanlara –koca koca yağ kazanlarını devirdi
-Vay
-Vay ya – o da öldü gitti ya
-İptal oldu güreşler o sene -elimizde biletlerle kalakaldık-gerçi bilet paralarını iki gün sonra ödeyeceğiz dediler ama – kim bekler iki gün, verdik biletlerin hepsini bir garibana geldik memlekete
Kafası bir dalıyor – bir düşünceli hal alıyor –gözlerini yumuyor düşünüyor –zannedersin o günlere gidiyor yaşıyor yeniden yanımıza geliyor
-Aptal kafa işte ya – bilet dörtyüz lira adamdan ikiyüz istesek bulup verecek – kafa işte ya düşünemedik diyor – sonra suratı düzeliyor –sevap işlemiş sayıyor kendini- amannn helali hoş olsun diyor
-Pehlivan nereden çıkar? Anlatmış mıydım sana, hoca diyor
-Yoo anlatmadıydın; anlat diyorum
-O da öldü gitti ya diyor
-Kim öldü diyorum
-Kim olacak – Kara Ali- O da öldü gitti
-Ya vah vah
-Vah vah ya – oğlunda kamyon var bunun ya – oğlan geri geri geliyor –bu da gel gel diyor –arkada duvar –gel gel –arkada duvar – yahu adam çıksana duvarla kamyonun arasından –yoo çıkmıyor – oğlan bir bakıyor kamyon duvara yaslanmış - Kara Ali’den de çıt yok- iniyor bir bakıyor ki – Kara Ali sizlere ömür
-Yahu Kocababa diyorum- anlatacak mısın şunu artık diyorum
-Neyi diyor - sert sert yüzüme bakıp
-Pehlivan baba pehlivan – pehlivan nereden çıkar
-Anlatacağım tamam diyor –Hayati’yi bilir misin sen diyor – kendi cevaplıyor – bilmezsin sen – pehlivandı diyor – hem de ne pehlivan – o da öldü gitti ya diyor
-Ya vah vah
-Vah vah ya diyor
-Bak o Kırkpınar var ya –orada güreştim ben
-Hadi ya vallaha mı
-Bak hoca yemin etsem başım ağrımaz –vallahi güreş ettim diyorum sana orada
Gülüyor muzipçe;
Bizim güreşler iptal olup biletler boşa çıkınca –y anımdaki arkadaşa dedim-gel şurada bir güreş tutalım dedim-Kırkpınar’a boşuna mı geldik –Kırkpınar çayırında güreştik deriz – yemin etsek başımız ağrımaz-ya işte böyle – vallahi Kırkpınar çayırında güreş tuttum ben – O da öldü gitti ya –Allah rahmet eylesin
-Eylesin
-Pehlivan nereden çıkar? Anlatmadım değil mi?
-Yoo anlatmadın
-O da öldü ya – benden yaşça büyüktü –epey büyüktü
Kim o Kara Ali’mi
-O öldü ya –kamyon ezdi- oğlu ezdi – gel gel derken oldu
-Bu kim peki
-Bu Hayati pehlivan – demiş miydim sana Hayati’yi
-Anlatmadıydın
-Anlatacağım dur bak
-Anlat valla baba
-Şimdi bu gariban – patates soğan tüccarının yanında çalışıyor –çuval atıyor
-Kim? ? Hayati mi?
-Yok yok bu Hayati değil – bu Dingil Şükrü
-Dingil Şükrü kim Boşnak baba
-Yaman adamdı yaman – yaman pehlivandı Hayati pehlivanın akranlarından – o da öldü gitti ya
-Ya vah vah
-Vah vah ya
-Eee anlat baba
-Anlatacağım- ben de oradayım – soğan halinde –bu Dingil hem çuval atıyor hem bana bulaşıyor – güreş tutacak adam arıyor, gözüne beni kesti-adamda bir el var “çepi küreği” gibi
-Hadi ya
-Vallaha ya –bir boy, bir pos-adam deve gibi –tamam ben de gencim, civanım ama o benden heybetli
-Ee
-Ee si -tamam lan Dingil “seninle güreşirim “dedim –ama- bir şartla
-Şart mı? şartın ne dedi
-Bir kilo Höşmelimine dedim – Höşmeli mi bildin değil mi hoca
-Bildim bildim ee ne dedi Dingil
“bende para yok “dedi - ne diyecek –Dingil, para yok dedi ama patronu orada “tamam kardeşim tutuşun güreşe, Boşnak yenerse ben vereceğim Höşmelim parasını “dedi
-Helal olsun patrona valla
-Güreşe tutuştuk –Dingilde bir el var –bir kol var –fırıncı küreği gibi- bir ayak var kurna yalağı gibi- içimden dedim ki; oğlum – bu adamı beş saniye içinde devirdin devirdin – yoksa bu adam seni çamaşır gibi çitiler – öyle de yaptım – ya Allah dedim bir yapıştım paçadan, kasnaktan – kaldırdım havaya bir vurdum ki yere vuruş o vuruş – Dingil sersemledi – kaldı öylece – kalkamadı utancından- vallahi yendim Dingili- patron – koşun alın lan Höşmelimi dedi- helal olsun sana Boşnakoğlu Boşnak dedi-vallahi yendim Dingili- yedik bir kilo Höşmelimi – Dingil küstü bize – yemedi Höşmelimi –çok bozuldu çok – gittim yanına –gönlünü aldım Dingilin ama -- o da öldü gitti ya –Dingil iyi pehlivandı ya, iyi pehlivandı -O da öldü ya – benden yaşça büyüktü –epey büyüktü
-Allah rahmet eylesin
-Allah rahmet eylesin
-Pehlivan nereden çıkar? Anlatmadım değil mi?
-Yoo anlatmadın, anlatıcan ya
-Tamam tamam anlatacağım
-Şimdi bu Hayati pehlivan var ya –bizden epeyce büyüktü-her Cuma gelir – hem Cuma namazına gelir hem beni görmeye – ben yazı işlerindeyim ya –oradan bilir beni- güreşi, pehlivanı severim ya –gelir yanıma –çayımı içer
-Müdür sen pehlivan nereden çıkar bilir misin dedi bir gün
-Yoo Hayati pehlivan- bilmem nereden çıkar sen deyiver hele dedim
Utandı kızardı – bir suratı var kocaman – bir ağzı var – vallahi fırın kadar
-Deyiver haydi Hayati pehlivan dedim
-Bak müdür dedi pehlivanın anasının ki; ----bir sıkılıyor bir utanıyor
-De hadi dedim
-Hamur teknesi kadar olacak dedi
-Hahahahahahaahhaahahahahahaahah ya babasını ki; de haydi Hayati pehlivan
Yine utandı sıkıldı, kıvrandı, kızardı
-Deyiver hadi dedim
-Araba oku kadar olacak dedi
-Hahahahaahahahahahahaahahahahaah
-Araba okunu bildin mi? müdür dedi
-Bildim pehlivan bildim dedim-Allah iyiliğini versin dedim- sen araba okunu bildin mi - hoca
-Yok Boşnak baba ben bilemedim -o –ok ney ki
-Bilmezsin sen – at arabası olur ya
-Olur- onu bilirim
-Hani iki at koşulur arabaya da – ikisin ortasında şöyle bir sırık olur ok olur – eliyle de gösteriyor bu arada- elini şöyle yumruk yapıyor dirseğini kasıklarına doğru koyuyor yumruk da havaya bakıyor
-Hahahahahahahahaahahahahah
-Her Cuma gelirdi rahmetli – ölene kadar geldi-her Cuma sorardım
-Pehlivan “deyiver Allah aşkına pehlivan nereden çıkar - Kocaman açardı ağzını söylerdi- söyletirdim - söylemeden bırakmazdım - çayını içer giderdi
-Allah rahmet eylesin
-Allah rahmet eylesin iyi pehlivandı iyi pehlivan
Boşnak baba – Koca baba iyi adam –iyi pehlivan- iyi komşu- Allah eksikliğini vermesin
Bazen, köy kahvesinde rastlıyorum – etrafında hep dinleyenleri olur-yanına gidiyorum
-Baba anlat Allah aşkına pehlivan nereden çıkar - anlattın mı bunlara da
-Anlatacağım diyor -Pehlivan nereden çıkar? Anlatmış mıydım size
Tüm kahve - -Yoo anlatmadıydın anlat diyor – Onlar “pehlivan nereden çıkar” hikayesini dinleyeceklerini zannede dursunlar- Boşnak baba başka bir hikayeye başlıyor bile
-Bir gün kaymakam çağırdı diyor – “filan köye git – bir kadın Korucu’dan şikayetçiymiş diyor –araştır işi hallet gel” diyor
Köylü hala bekliyor Boşnak baba “pehlivan nereden çıkar” anlatsın diye
Ben sabrettim öğrendim darısı köylünün başına
Hoşçakalın dostlar
Mehmet Akif Gülhan 15.07.2010 Kurşunlu/Karacabey
Bursa Karacabey İlçesinden, emekli Kaymakamlık yazı işleri müdürü Adil Ok beyefendiye sağlık sıhhat diler, öyküde adı geçen pehlivanlara Allahtan rahmet dileriz.
Kayıt Tarihi : 28.7.2010 12:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!