Bugün pazar desem inanır mısın bana
İnanmazsın çünkü yalan
Seni artık sevmiyorum desem sana
İnanmazsın çünkü yalan
Öyle uzak durma sarıl bana
Elimi tut, boynuma dolan
Bugün pazar ama
..
Kaybolan yıllarımın farkına varmaksızın
Bir ömür geldi geçti uğruna vefasızın.
Kanıyor yürek yaram içten kapanmaksızın
Bir ömür geldi geçti uğruna vefasızın.
...............Bugün bayram günüdür günlerden ise pazar
...............Yine gönlüm yaralı yine gönlüm ahüzar.
..
Hiç bir şey kalmasın
Hepsi silinsin hepsi
Hiç bir şey kalmasın
Hepsi silinsin hepsi
Elimde olsa yırtardım gölgeni
..
Issız bu kalabalık pazar sonu berbat akşamlar yalnız
Neler var suskunluk satıcılarında?
Tarihler durur saatler atmaz ben yinede ıslanırım yaşlılığa
Yazacak neler var ucuz defterlerde pahalı beyinlere zamanı kandıran kelimelerle?
..
Bunca yıl yaşadım fani dünyada
Bir hakikat ehli yar bulamadım
Her işle uğraşdım çarşı,pazar
İmandan kıymetli kâr bulamadım
..
Bak her şeyin bir fahişesi olur
Lakin edepten bir kırıntı solur
Kendini pazarlamaktan gel vazgeç
Zıplama su akar yolunu bulur
Daha geçen gün yemiştin ya azar
..
Pazar sabahlarini cok severim ben
Sessiz ve sakin
Kuslarin sesleri ile
Dalar hep gözlerim arasina bulutlarin
Günes isirirken hafiften hafiften
Baharin kokusunu alir gibiyim
..
Ne hevesle başlamıştım.
Tam dört bilezik saymıştım.
Dört tekerlekli ile savaşmıştım
Bitti Pazar be,bitti alışmıştım
Dilom bana güç verirdi!
Sabah beş’de kalkardı
..
Bugün cumartesi,yatağından kalk ve perdeyi aç...Bu sabah ilk gökyüzüne gülümse herkesten önce,yüzünü bile yıkama buluşmadan maviyle …Bugün cumartesi,bugün gördüğün herkese,her şeye ilk sen merhaba de.Bugün elini aç Allah’a,daha çok şükret yaşadığına…Bugün cumartesi, bugün “Bugün Pazar” şiirini dinle Nazım’dan tekdüzeliğin inadına…Bugün küfretme haline,gülümse kaderine…
Bugün cumartesi,kah yağmur yağıyor,kah güneş açıyor dışarıda.Bugün bütün güneşleri içinin sıcaklığında topla,bütün yağmurları en romantik anlara sakla…Bugün cumartesi,bugün tiyatroya git; içinde “mutluluk” geçen bir oyun izle.Ya da evde kal bugün,kitap oku,radyo dinle,balıkları besle…Bugün cumartesi,bugün bir oyun oyna mutlulukla,en sevdiği oyun saklambaçtır mutluluğun…Ebe sen ol ve ara mutluluğu…İnatçıdır pes etme,vazgeçme aramaktan.Kimi zaman şeytanın aklına gelmeyecek yere saklanır; bulamazsın,kimi zaman orta yerde karşına çıkar inanamazsın..Sen bugün ara mutluluğu bulana dek ve asla “kurt” olmasın övünerek
Bugün cumartesi,bugün kendin ol,bugün kendin için yaşa,bugün gönlün paşa…Bugün cumartesi,bugün Polyanna’yla arkadaş ol,bugün en güzel şarkıları dinle…Bugün cumartesi,patlat bir Sezen Aksu:HADİ GÜLÜMSE…
..
hediye,bir çocuğun elindeki güller
annesine,günlerden pazar
annelerin günüymüş bugün..
anneler bugün hep güler
çocuğunun yüzüne...
dalıyorum.en son ne zaman diye
..
Müsait olduğumuzda zaman, zaman hafta sonları birkaç arkadaş civar illere günü birliğine giderdik. O pazar Erzurumspor un Çanakkale Dardanelspor la Ankara da birinci lige çıkma mücadelesi vardı. Bizde konvoydan ayrı olarak, dört arkadaş bir otomobille yola düşüp, Ankara ya maça gitmiştik. Maçı kaybetmemizle o sene birinci lige çıkma hayallerimizde yine bitmişti. Pazartesi mesainin var olması nedeni ile maç biter bitmez tekrar yola koyulduk. Bu sırada Kalp ve akciğer rahatsızlığı olan anacığım, hastaneye yatırılmıştı. Erzurum a iner inmez ziyaretine çıkıp, doktorundan durumunu sorduğumda; birkaç gün göz önünde tutulacağını söylediler. Yöremizde, hatta ulusal basın ve görsel yayında da bilinen, sayılıp, sevilen ‘Naim Hocada; kalp rahatsızlığı nedeni ile aynı serviste yatırılmıştı. O akşam annemin yatırıldığı servisin koridorunda bir yakınımla geziniyorduk. Kalp servisinde olmamıza rağmen; Naim Hocanın elinde sigara efkârlı bir halde bir oyana bir buyana gidip geliyordu. Bir ara koluna girip, koridordaki hasta bankına oturttuk.”Hocam geçmişler olsun. Nedir efkârın bu kızgınlığın. Bak rahatsızlığında var. Sigarada içiyorsun. Tam bir Erzurumspor sevdalısı ve hiçbir beklentisi olmayan, âlim ve nükte dar biri olan Naim Hoca; sigarasını bir daha çekerek:
“Ola oğul hele durun. Ne geçmiş olsuni. Duymadın mi? Erzürümspor Ankara da yenilmiş” demez mi. Erzurun
..
Koca bir boşluk var içimde...
Yüreğimin üstünde koca bir gülle var sanki...
Titreyen dizlerimin altında sanki prangalı, gülleli, zincirli, bukağılı ağırlıklar var sanki...
Sallanan bir ruh var içimde, gülmek geliyor aklıma, güldürmek geliyor aklıma ellerim titriyor...
Aklımda neler yok ki zıpkınlanmış gibi oturduğum koltuğumda...
Senden hiç bahsetmek istemiyorum içimdeki ürkek çocuğa...
..
Mutluluk pazarda satılsaydı
Pazar bizim evin yanındaydı
Kilo kilo satılsaydı
Para benim cüzdanımdaydı
..
Bugün pazar ve özledim desem bir şey değişmeyecek, ölüyorum desem umrunda değil. Bizden artik mevzu bile olmaz. iyisi mi kapatalım bu konuyu.
Sahip cıkamadığımız yerden;
Özleyenin de, özlenenin de..
..
Ben de hala,
Rutubet kokulu pazar günlerimsin.
Parmak uçlarıma değen pembe renkli sıcaklık..
Yatakhane duvarına ilişmiş çöpten kadın resmimsin.
..
Pazar öyle bir pazar ki
Senin yazın kime yeter
Güneş olsan ne yazar ki
Baharın kışından beter
Neye yarar desem sana
..
Siz hiç aynı anda iki üç işi birden yaptınız mı ya da yapana rastladınız mı? Gerçekten zor bir olay ama benim bildiğim bu işleri yapan çok tanıdığım var. Bende de oluyor bazen böyle durumlar. Geçenlerde Pazar akşamı elime gazeteyi aldım. Türk erkeklerinin yüzde doksanının yaptığı gibi gazeteyi spor haberlerinin olduğu en son sayfasından okumaya başlarım, öyle de yaptım. O sırada da televizyonda sevdiğim dizilerden biri başlamaz mı? Haliyle o da seyredilecek. Bu arada sitede ki şiirlere de yorum yazmam lazım. Aha da iki iş derken, oldu mu üç iş. Ayak tırnaklarım da uzamış onları da kesmem lazım bu arada. Bir beşinci ya da altıncı iş bulursam herhalde kafayı yerim eninde sonunda.
Çok sakıncalı bir durum gerçekten, üç beş tane işi ayrı ayrı yapmaya kalkıyorsanız zaten çok yoğun bir insansınız demektir. Gazetenin spor sayfası, her ne hikmetse biz Türk erkeklerini çok cezp eder. Fenerbahçe berabere kalmış, Kartal yabancı saha da galip, Trabzon berabere, sonra televizyonda ki o popüler diziye bakılacak, dizi enflasyonu var beyaz cam da, daha sonra da şiirler beni bekler dört gözle, bir de sitem ederler geç kalırsam ‘'Nerede kaldın Ahmet ağabey ya, yorumsuz bırakma bizi'' diye. Tırnaklarını da sonra boş bir zaman da kesiver. Hey dostum, kardeşim Ahmet'im şunları tek tek yapsan da işleri birbirine karıştırmasan. Sadece bunlar ile kalsa iyi. Bir gün dolmuşa bindim. Orta sıralarda oturdunuz mu arkadan paralar tek tek ileriye iletilmek üzere gelir, şoföre ulaşır, şoför para üstü verir, o paralar tekrar geride ki kişilere ulaşır, ayakta gidiyorsanız ve trafik polisine denk geldiyseniz, şoförün talimatıyla bir de çökersiniz, o arada kendi paranızı vermeye ve paranız bozuk değilse üstünü almaya çalışırsınız. İşte size aynı an da yapılan iki üç iş...
Seyrettiğim televizyonda ki bir dizide vardı. Birçoğunuz da seyretmişsinizdir mutlaka dizi oyuncusu geçim sıkıntısı çektiğinden dolayı bir iki işte birden çalışıyordu. Toplumda da birçok kere şahit olmuşsunuzdur. İşportacılık yapan ilkokul öğretmenleri, yine geceleri taksicilik yapan devlet memurları, garsonluk yapan başka devlet memurları saymakla bitmez.
Esnaf olduğumuzdan belirli saatlerde dükkânımız müşteriler ile dolmaktadır. Bir müşteriye hizmet verirken, diğer müşteri başka bir şey istemekte haliyle ona da cevap verilmekte o arada telefon çalarsa haliyle ona da bakacak kimseler yoksa telefonda ki kişi ile de muhatap olunacaktır...
..
Veda Güneşi,Acı Hayatın Damak Tadı,
Pazar Bulmacamın En Zor Sorusu
Neden Bu Kadar Gaddarsın Veya Neden Bu Kadar Lal Oluyor Yüreğim Seni Görünce..
..
Günlerden bir pazar akşamıydı sonbahardı
Sen valizini alıp gittiğinde hayat bir yalandı
Delice esen rüzgar belkide senide savuracaktı
Geceler seninle değil benimle ağlayacaktı
Zigon sehpada resmimiz kalmıştı anlamını yitirmiş
Gidince anladım ki senin için sevmeler sahteymiş
..