Dostum şahsıma kızma, tam bir izleyiciyim,
Reklamlardan çok bıktım, belki de nefret ettim…
Sanki pazar yerinde herkes çığlık atıyor,
Aynı tezgâh önümden, günde bin kez geçiyor…
Ya şu pazar günlerim hep sıkıntı içinde,
Ciddiyet hiç kalmıyor, ekran düşüncesinde…
(2009)
..
Resmi tatil günleri, bizleri düşünen yok…
Veya Pazar günleri, aralıksız reklam çok…
Bir millet var düşünün, akranları başında,
Yeter dalga geçmeyin, bu tekrarlarınızla…
(2009)
..
İşte bir pazar günü, vatandaş unutuldu,
Reklamlar açık kaldı çok kazık yutturuldu…
Ayıptır ki ne ayıp, edilen açgözlülük,
Bir yandan da bencillik veyahut görgüsüzlük…
(2009)
..
Sıcak haber adıyla, kasetler konulacak,
Tüm gün ısıtılarak, haber yayımlanacak…
Televizyon dinlenir, inzivaya çekilir,
Pazar günü imajı bir ay tekrar edilir…
(2012)
..
Bayram gelir uyunur bu ekran uykusudur,
Bakmam televizyona baksam da bir şey yoktur…
Ya pazar günlerimiz eziyet ve işkence,
Reklam, tanıtım, ara, çok şey hep görgüsüzce…
(2000)
..
Cumartesi günleri, hiçbirinde tek şey yok,
Hele Pazar günleri, sıkılıyoruz çok çok…
Şahsım film beklemekte, seviye düşürülür,
Reklam, tanıtım, ara, ticaret düşünülür…
(2013)
..
Bugün günlerden pazar, haber ertelenecek,
Tanıtımlar yüzünden şahsım sinirlenecek…
Programlar da konulmaz, çünkü millet evinde,
Parçalasın kırsınlar, televizyon indirimde…
(2009)
..
Cuma müminin günü, mümin Rab’bin dostudur,
Cuma kara gün değil, doğruluktur, huzurdur…
Kara pazar denilmez, cumartesi de temiz,
Sahipsiz mi kalmışız, niçin kara olduk biz?
(2012)
..
Pazar günleri boştur, bizim ekranlarımız,
Seyirci düşünülmez, sıkılır canlarımız…
Yalnızca reklam vardır, programsa konulmaz,
Güya izlenilmezmiş, bizi kimse anlamaz…
(2009)
..