Fuayedeki ayaklı küllüğün içinde dumanı tütmekte olan filtresiz Yeni Harman sigarası., aynı küllüğün ayağı dibinde dumanı tütmekte olan Birinci sigarasına yandan ve alaycı gözle tepeden bakarak seslendi..:
---Hadi gene iyisin.,seninki bu sefer ezmedi ayakları altında seni...
Birinci., Yeni Harmana yanıt vermedi... Dumanını daha da tüttürecek şekilde derin bir iç çekti... Gözünün önüne., sahibinin gömlek cebindeki paketlenmiş haliyle, komşu mahalleyle yapılan delikanlı bir kavganın sustalılı-muştalı kavga sahnesi geldi... Mevzu bir kız meselesiydi galiba... Ne gündü be…
Yıllardan sanırım 66 ya da 67 filan olmalıydı... Yani 68 lerde esecek rüzgarın sigara dumanlarını nerelerde tüttüreceğini ne Yeni Harman biliyordu ne de Birinci...
* * *
Üçüncü gonk sesinin ardından sinema salonunun bütün ışıkları söndü...
Salonun arka duvarındaki makine dairesine ait küçük pencereden çıkan yoğun ve dalgalı ışık huzmesi beyaz perdenin üstüne düştü...
O ışık huzmesi, bilmediğimiz hayatlara dair bilmediğimiz hikâyeleri saklıyordu içinde ve biz o hikâyeleri öğrenmek.,bilmediğimiz yaşamları tanımak, acılarına., sevinçlerine., tutkularına., aşklarına tanıklık etmek ve belki biraz daha ileri gidip o yaşamlardaki kahramanların yerlerine kendimizi koymak için buradaydık…
Gözlerimi perdeden ayırmadan., elimdeki gazete kâğıdından yapılmış küçük külahın içinden el yordamıyla çitleyeceğim kabuklu yemişleri arıyordum...
Perdenin iki yanında “salonda kabuklu yemiş yemek yasaktır” diyen uyarı yazısını bilmeme rağmen…
Beyaz perde henüz hikâyenin esas görüntülerine geçmemiş.,” Tom ve Jery” nin sevimli çizgileri ile alıştırma seansını doldurmaya çalışıyordu...
O an aklıma nerden geldiyse birden sana doğru eğildim ve kulağına..:
--Bak ne diyeceğim… Mezopotamyalılardan bu yana bir tam açı 360 derece olarak kabul edilirken ve Thales’te buna onay vermişken biz neden bir tam seneyi 365 gün olarak yaşıyoruz. Yani fazladan yaşadığımızı zannettiğimiz o beş gün bizim yaşam çemberimizin neresinde...
O karanlıkta gülerek gözlerime baktığını hissettim ve fısıldadığını duydum..:
--İşte o fazladan yaşadığımız beş gün “sinema”… Şimdi bırak bunları da tut elimi şaşkın şey, film başlamak üzere…
Cevat Çeştepe
Kayıt Tarihi : 4.3.2023 13:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!