Hayatın devam ve lezzeti için, kainatta cebri, fıtri (doğal) olarak taavvun (yardımlaşmak) ve bir birinin ihtiyacına cevap vermek var.
Fakat bu hissi muavenetin bir cebrisi (doğal olanı) bir de iradisi (istege bağlı olanı) var.
Akıl ve irade, nefis yani EGO verilmemiş mahlukata, bir nebze insan da dahil olmak üzere hayatın devamı adına cebri olarak yardımlaşma hissi verilmiştir.
İnsana imtihan vesilesi olarak akıl, irade, nefis ve istikbal endişesi verildiği için, Allah'a inansa da, kainattaki bu yardımlaşma organizasyonunu yaşayarak fark etse de; tam bir teslimiyet içinde bir ŞART-I ADİDEN ibaret olan cüz-i iradesini terk edip tam manası ile itimad ve itaat edemiyor.
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Devamını Oku
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne


