Hayatın devam ve lezzeti için, kainatta cebri, fıtri (doğal) olarak taavvun (yardımlaşmak) ve bir birinin ihtiyacına cevap vermek var.
Fakat bu hissi muavenetin bir cebrisi (doğal olanı) bir de iradisi (istege bağlı olanı) var.
Akıl ve irade, nefis yani EGO verilmemiş mahlukata, bir nebze insan da dahil olmak üzere hayatın devamı adına cebri olarak yardımlaşma hissi verilmiştir.
İnsana imtihan vesilesi olarak akıl, irade, nefis ve istikbal endişesi verildiği için, Allah'a inansa da, kainattaki bu yardımlaşma organizasyonunu yaşayarak fark etse de; tam bir teslimiyet içinde bir ŞART-I ADİDEN ibaret olan cüz-i iradesini terk edip tam manası ile itimad ve itaat edemiyor.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman