Ertesi gün dershaneye vardığında Hilali bir yığın haylaz öğrenci karşılamıştı.Eskiden dershanelerde liseyi yeni bitirmiş öğrenciler olurdu,oysa şimdi nerdeyse orta yaş sınırına yaklaşmış eğitim sevdalıları vardı sıralarda.Hilal sakallı,bıyıklı adamları,parmağında evlilik yüzükleri olan yüksek topuklu kadınları gördüğünde biraz şaşırdı ama pekte üzerinde durmadı.Dershane İzmirin merkezine yakındı,aslında böyle şehrin göbeği sayılabilecek bir yer için biraz fazla alaturka bir yerdi.Tuvaletleri bakımsız,sıraları yıpranmış,boyası atmış,tek katlı bir binaydı.Dört sınıf,bir idare odası,bir öğretmenler odası birde kantinden ibaretti.Fazla dikkat çekici bir dış görünüşüde yoktu.Sora sora bulmuştu Mavi yol dershanesini.Fakat biraz erken gitmişti.İlk iki saat Felsefe dersinin bitmesini beklemişti,bu arada kantinde birkaç çay içmiş,derse girmemiş birkaç öğrenciyle tanışma fırsatı bulmuştu.
Öğrenciler dershanelerinden şikayet etmiyorlardı,daha doğrusu verdikleri paraya,aldıkları eğitimin çok bile olduğunda hem fikirdiler.Hilâl bu fikre pekte olumlu bakmamıştı,anlaşılan tarihten önce öğretmesi gereken şeyler olacaktı burdakilere.Ama önce bir derse gireyim hepsiyle tanışayım,diye geçirdi içinden.
Derse girdiğinde sınıfta heyecanlı olan yalnızca bir kişi vardı,Hilâl;
Elinde önceden hazırlanmış notlarıyla sınıfı selamladıktan sonra ön kaplaması itinayla kesilmiş masaya oturdu.Üzerinde uzun boy eteği olduğundan öğrencilerin yaptığı bu hınzırca eylem bir sonuç.vermemişti.Sayfalardan birini eline aldı biraz yokladı,neden sonra vazgeçti,ilk dakikadan derse başlamak yersizdi.Önce bir sınıfı tanımak lazımdı,okul yıllarında yeni gelen bütün öğretmenleri öyle yapmıştı.En ön sırada oturan öğrenciden başlayıp birer birer isimlerini,bitirdikleri okulu,düşledikleri üniversiteyi filan sordu.
İlk saat bitipte tenefüs zili çaldığında artık sınıfındaki öğrencilerinin bir çoğunun isimlerini biliyordu,içlerinde yaşça kendinden büyük olanlar bile vardı.Erkek öğrenciler Hilâl öğretmene daha bir kibar davranıyorlardı.İçlerinde şaka yollu asılanlar bile vardı.Hilâl bu durumdan rahatsız olmuştu fakat yinede soğukkanlılığını korumuş,bu durumu zamanla düzeltebileceğine emin olduğundan hoş görmüştü.
Yalnız öğrencilerden bir tanesi hiç konuşmamış sürekli Hilâl öğretmenin yüzüne sanki bir şey söylemek istiyor gibi bakmıştı.Fakat ne hikmetse aynı öğrenci ikinci dersin sonu geldiğindede hiç konuşmamıştı,sadece dinliyor ara sıra heyecanlı heyecanlı kafasını dikiyor,sonra bir şey anlatmak ister gibi bakıp,vazgeçmiş bir görüntüyle başını öne eğiyordu.
Hilâl der bitince kız öğrencilerden birini yanına çağırdı.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta