Pata Küte Laflar Şiiri - Çepni Serhat Öz ...

Çepni Serhat Öztürk
204

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Pata Küte Laflar

I.

Etraf, hakkı teslim edilmemiş sanatçılarla dolu.

Bizim buralarda, yalnızca hükümetin lehine düzenli ve sistematik alkış tutuyorsan sana ekmek çıkar.
Ekmek dediğim de, maddi manevî tatmindir işte...
Maddi manevî gereksinimler, sözgelimi, anla.
Halkımız ise savruktur ve hınç doludur bugünlerde.
Bir kıvılcım, bizi birbirimize katabilir.

Öyle görünüyor ki tez arada hır çıkacak, meydanların birinde.
Yahut da görkemli sarayların önlerinde yayılacak isyan ateşi.
Öyle tahayyül ediyorum ki, bu devran dönerken, çok canlar da götürecek beraberinde.

Bu arada, bahsetmiş miydim sana?
Etraf, hakkı teslim edilmemiş sanatçılarla dolu.

II.

Ben her zamanki gibi yalnızım.

İnsanların bazıları, baştaki diktatör gidecek diye seviniyorlar: başka bir diktatör gelecek başa diye.
Ne saçma değil mi?
Hah-hah-ha!
İnsanlar, küçüklüklerinin farkına varsalardı, direkt olarak sürüden ayrılır ve biricik bireyliklerini kucaklarlardı.
Sonra, bir şey daha var.
Politikusların arsız arsız sırıtışları karşısında niçin enseyi karartmıyor geleceği çalınan, sığındıkları çadırı dahi seller basan halk?
Korkuyorlar mı dersin?

Ne?
Bunlar beni niçin mi ilgilendiriyor, bireyci olmama rağmen, bireyliğimi kucaklamama karşın?
Farkındayım, anlıyorum sorduğun şeyi ve zihninde kurupta dile getirdiğin bu şeyin ardında yatan esas anlamı.
Ama bak ne diyeceğim sana...
Bütün kutuplar, o kutuplarda bulunan kişiler, kendi putlarının yıkılmaması taraftarıdırlar değil mi?
Beni de ondan, yalnız koyuyorlar böyle.

Ne?
Nihilist diye tanımlayan kendini, kafa yormasın bu gibi şeylere de, nihilistliğinin hakkını verip kendisini öldürsün, mü diyorsun?
Hah-hah-ha!
Farkındayım, anlıyorum dediğin şeyi ve zihninde kurupta dile getirdiğin bu şeyin ardında yatan esas anlamı.

Belki kardeş, belki bir gün...

Kolay mıdır öyle yaşamdan vazgeçmek, ve de getirmek ayağımıza en erken şekilde ölümü?
Ya da gitmek ona, kolay mıdır?
En az yaşamayı evetlemek kadar zordur, tercih etmek ölümü.

III.

15 Mayıs'ta teker teker düşüyor olacak diyorlar, baştakilerin yüzü için.
O günler gelmeden, hemen bir şey sorayım sana.
Başa geçecek olmak için yüzsüz olmak gereklidir.
Peki ya başa geçtikten sonra daha da yüzsüz olmak gerekmez mi, orada bulunabilmek, kalabilmek için?
Öyleyse başa geçen yüzsüzün yüzsüzü nereye kıracak olursa direksiyonu, istesinler ya da istemesinler, arkadaki sürü de baştakine uymaya çalışmaz mı dağılmamak için?
O halde yüzsüzün yüzsüzünü takip edenler ve buna mecburlarmış gibi de hiçbir zaman yüzsüzün yüzsüzünü yalnız bırakmayıp, ona bir kez dahi baş kaldırmayan ve rest çekemeyen sürüyü savunmak doğru olur mu?
Ne yani, biz de bu bön kişilerden yana mı olacaktık?
Biz, niçin süreklilik arz eden bir şekilde birilerinden yana olalım ki?
Ve ben, niçin "biz" diyorum ki! Ah...
Sonra, niçin en başta olmayı ister ki kişioğulları?
En baş olmaya hayat mı zorlamıştır onları?
Ve, ve, niçin dağılmaktan, boncuk boncuk saçılmaktan korkuyoruz ki?

Ne?
Niçin mi boş boş konuşuyorum halâ, bir şeyin değişmeyeceğini bile bile?
Dostum, haklısın belki, evet.
Ama ben de böyle varoluyorum.
Ben bir at sineğiyim, sen de mi vızıltılarımdan rahatsız oldun?

Ne?
Mideni mi bulandırıyorum? Ah...
Yazgım mı mide bulandırmak, ne dersin, sevgili ben?
- Açık bir yer bul da buradan çık.
Tamam, haklısın.
Bu kapalı ortamda benim gibi bir sineğin yazgısı ya vurularak patlatılmak olacaktır, ya da bir köşede, vakitlerin birinde ters dönmüş şekilde uzanıvermiş cansız vücudumu bir insanın ayakkabı tabanıyla ezmesi olacaktır...
Bir sineğin, insanların genelindeki değeri ne kadardır ki zaten?
O ya vurulmalıdır, ya patlatılmalıdır, ya ezilmelidir ama ne olursa olsun öldürülüp meçhule karıştırılmalıdır tezinden.
Mide bulandırıyoruz, baş ütülüyoruz ya...

Ne?
Nihilistsem kendimi öldüreyim de, değişik değişik metaforlara ve anlatım biçimlerine kendimi dayandırmayıp, edebiyata ve sanata da omuz dayandırmayaraktan, çok ciddiysem eğer, kendi yaşantıma mı son vereyim?

Haa...
Pekâlâ.

Şey...

Hah-hah-ha!
Ne büyük oyun ama.
Nasıl da eyliyorum gönlümü ve oyalıyorum kendimi ama, değil mi!
İyi mi böyle, sevgili dostum?

Hey, kendim, sana diyorum, uyan.
Hah, şimdi söyle bana, nasıl?
Ne, ne oluyor?
Ahh! sinek patladı...

Çepni Serhat ÖZTÜRK
02:46
Trabzon
16.03.2023

Çepni Serhat Öztürk
Kayıt Tarihi : 16.3.2023 03:00:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!