Kendi yağında kavrulma artık,
Ateşinide kıs biraz..!
Gözlerini nemlendirmesin öyle her şey...
Odandaki duygularının yerlerini değiştir,
Ne bileyim:
Hüznünü pencere önünden kaldır meselâ,
Mutluluğu avizen yap...
Gözyaşını askıya as, kurusun..
Kitaplığındaki en kalın kitapların ortasına
Ayraç yap hıçkırıklarını ve yarıda bırak o kitabı...
Aynanı öyle bir yere koy ki:
Nerden bakarsan gülen bir yüz izlesin seni...
Biraz da hümanist oldun mu: tamamdır bu iş...
Kendine mimikler kiralamayıda unutmayasın,
Ömrünün bundan sonraki sahnelerini perdelere böl
Gözüne perdeler inmeden, gülmene ara vermeden...
Hepsini birbirine yama ve dış kapına paspas yap...
Taarruz aromalı sevdalardan bıkmış gibisin.
Ama, esir olduğun kadar komutanlıkta şart..
Kendinle gurur duy..!
Ama fazla da çaldırtma, gurur orkestrana
Çünkü istek üzerine olunca: ücret-i mukâbilinde
Duyurtmaya başlar kendi besteni sana..!
Gaibe mektuplar yazmayı bırak;
Çözünürlük kalitesi yüksek kişilere hitab et artık...
Ganj nehrindeki artık sudur gözyaşı..
Ve duygusala bağlama, tüm yorgun gemilerinin halatlarını...
Biraz da eyreti dostlukların boynuna dola ki;
Alaborayı tatsınlar durupdururken...
"Şemsiyeler",
Romantik anların kara kubbeli kabusu..!
Islanırsa; kimi sinüzit olur, kimi aşık...
"Ben yağmurda değilim" ! desede aşk,
Hep öyle manzaralarda soyuta karışan tabloların
Kurumayan yağlı boyası kalır, kan pıhtılarında...
2011
Safa Emre ÇetinKayıt Tarihi : 10.6.2022 08:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!