Parmak İzinizi Bastınız Mı Hiç

Yağmur damlaları damlıyorken buğulu cama parmak izinizi bastınız mı hiç...
Sahilde kumu yumruğunuzla sıkarak parmaklarınızın arasından kaymasını izlediniz mi?
Dolabın kapağını açıp dakikalarca baktın mı?
Baş parmağınızdan çıkan eti ısrarla işaret parmağınızla koparmaya çalıştınız mı?

Melodinizi bölen şarkıları defalarca dinlediniz mi yalnızken...
Çayın tepesinden çıkan buharı solumayı denediniz mi?
Hiç hayatını geri döndürmek istedin mi?
Gelmeyecek olana gecelerce dua ettin mi?

Çocukluğunu özledin mi?
Ellerine yapışan toprak kokusu,
Alacakaranlıkta oynadığın saklambaç oyunu,
Dizlerinin yaraları,
İzlediğiniz Yeşilçam filmleri.
Kırık oyuncaklar...

Saçlarımdan akan gözyaşları, ocakta,
Damlayan ve tırmalayan sesini seviyorsam ve kaybolmasını izliyorsam,
Seni çok seviyorum.

Merdivenleri iki ya da üç basamak çıkmaktan hoşlanıyorum.
Burnundan sıcacık ekmek alıp yemenin keyfi gibi seviyorum onu.
Bir gülüşün gözlerimden dökülen yaşlar gibi,
Kabuklu yaramı söküp yırtmak kadar.

Düşen kar tanelerinin ellerimle erimesini izlemek kadar.
Seni çocukluğumu özlediğim kadar seviyorum. Hatırlandığında gülümseten, çok istesen de geri gelmeyen...
Sen kalbimde mentollü bir kalp ağrısısın. Soğuk ama ferahlatıcı.
İçimde bastıramadığım heyecan sensin...

Sormayı unuttum.
Hiç bir şeyi kaybettiniz mi, çok aradığınızda bulamayınca aramayı bıraktınız ve sonra başka bir şey ararken daha önce kaybettiğinizi buldunuz mu?