Yontulduğu, yaprakları
kodadan kodaya dönen
ve yaşını göstermeyen
yaşlı ağacın,
zamanında ahbabım olduğu,
Uykusuzluğumdan esrik
taht-ı revalinin iki ucunda birden
bağdaşa benzer birşeyle kuruyorum
renk değiştirmekten yorgun bir bukalemunun
bukalemun rengi düşlerinde.
Kırık aynasızı ve uğursuzluklarını
kör bir varsıla satmış usta bir perukârın
yaz ortasında donan her soluğuma bakarak
yaptığı traşa dönüşürken ben
-ve dengesizliğe dönüşürken kesilen her saç telim-
bir türlü dengeyi bulamıyor
ağırlık merkezini bukalemununkine benzer
bir renk içinde yitirmiş taht-ı revali.
Perukârın usturasından çıkan kıvılcımlar
saçlarımdan bedenime büyüyen alev olurken,
yandığıma değil, boşa giden alevlerime yanıyorum.
Promethe'siz aşk, ne işe yarar, Parkinson?
Ya da:
Taht-ı revalinin iki ucunda birdenim.
Üçkağıtçı perukâr, saçlarımı kesermiş gibi kesiyor.
Denge yok, Parkinson!
Boşuna yanıyorum.
Promethe yok.
Kayıt Tarihi : 17.4.2003 13:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!