Panorama… Şiiri - Yorumlar

Mehmet Çoban
1967

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Hüzün gizlendi
Bilgi kirlendi
Tarihe mimlendi
Yalana sarıldı
Adı riyakârlıktı
Gerçek karıştı
Asır moderndi

Tamamını Oku
  • Mustafa Benkli
    Mustafa Benkli 21.02.2007 - 04:27

    Can dostum, Gönül Dostum; ahvâlimizin resmdir bu Panorama.

    Lütfedip üye sahifemize düştüğünüz mesaj, aynı zamanda, ona cevap yazmadan buraya geçmeme vesile bu *panorama*'ya atfınızı da ihtiva ettiği ve dolayısıyla mevzuûnun örtüştüğü cihetle, o memleket-millet sevgisi, dünyâ umumî ahvâlı, millî şahsiyette bozulma ve bir aşkası olmanın, taklitciliğin, tüketim toplumu olmanın müşâhede ve neticeleri itibariyle insanımızın millî ve öz vasfî benliğini kaybetme tehlikeleri endişeleriyle yazınızın geneline hâkim istakbâl kaygınız elbette ki çok ehemmiyete alınacak, millî politika ve devlet politikamız ve toplum tavrımız, içtimâî varlık ve vasıflarımız itibariyla ehemmiyeti haîz fevkalâde tesbitler... Muhakkak ki hayâtî ihtiyaçlarımız itibariyle bir takım menfaatler muvacehesinde ferden fert bir noktada bu menfaatlerimizin öncelikleri derecesinde, menfaatlerimiz istikametinde planlayıp-yaşama hürriyetimiz de söz konusu olabilir...Lâkin toplum olmanın ötesinde bir de millet olma ve bu milletin istikbâli cihetiyle ebediyen bekasının gereği *millet olma felsefesi*nin hatta insanların ferdî menfaatleri noktasında dahi bir mensubiyet -ki bir takım ortak ihtiyaçlarla başa baş hayattan alınan zevkler, biribirimizle berabar olmanın olmazsa olmazı düşünce ve temâyüller, heyecanlar, ortak mekânlar, hatıralar.... paylaşımını, muhafazasını gerektirdiği- cihetiyle bunun hayata mâl edilmesinin vaz geçilmez öncelikte ihtiyâç olarak doğurduğu kuvvet-güç ve potansiyel iktizâsından hareketle devlet varlığı ve ona her ne pahasına olursa, mutlaka müşterek sahip çıkma olgusu -pek tabiî olarak belki de ilk planda olması lâzım gelir gibi görülen ferden fert hayattar olma- hayatımızın varlığının ve bunun menfaatlerinin düşünülmesi cihetiyle de, netice itibariyle, bu koruyucu varlığın, ortak ihtiyaç olan, bu mensubiyetin tabiî îcâbı olarak mensup olduğumuz millet ve onun mutlak lâzimesi koruyucu gücü devlet, millî devlet olgusuna kat'î bir şuurla sahip olmak lâzımdır...

    Bu cümleden olarak memleketimizin içinde ve dışında bize ait ve bizi biz eden, bekamız için olmazsa olmaz maddî ve mânevî her bir varlığımıza hatta zerreden küllîye mutlaka ve şuurlu bir müşterekliklte sahip çıkma ve çıkılma noktasınta eksiksiz, îvâzsız, tâvîzsiz teyâkkuz içinde dikkatli, temkinli ve tedârikli; plânlı ve engin ufuklu proğramlı olmak lâzım gelmektedir.

    Bu gün varlığımızın vazgeçilmez hâl ve beka hayatiyetinin herşeyden evel ihtiyâcı işte bu kitlevî
    teyâkkuz şuuru ve gücüdür... Bunu haîz olarak azîm bir varlık göstermemizdir...

    İşte o zaman sizin o mükemmel bir mantık silsilesi içinde sergilediğiniz bu gün için endişeler, kaygılar, vehmettiren, hatta, hususî çıkar, belki suî istimâl, belki, hattâ, ihanetler; bu kabil senaryolamalara ilhâm teşkil edecek bir kısım resmî ve hattâ kanunî tasarruflar; şayet o güce mâlik bir varlığımız varsa, ipin ucu ellerimizde olacağı cihetle, değil endişeye, tam terdsine, dünyaya hâkimiyetimize fehmettirecek bir hakîm hâl olur her aklı başında bir müşahedeci için...

    Diyebilir misiniz ki -köküklerimizin derinliklerine inmeden, tam aydınlanmadan, temelsiz, ilimsiz bir takım devşirme fikir ve görüşler tesiri altında mahiyetine nüfuz edilememiş bir sathilikle, meselâ neticesi itibariyle ecnebîlerin bizi müthiş şekilde sömürdüğü Osmanlı'ın yıkım zamanlarındaki tersine çevrilen tasarruflar cümlesinden, bidâyetine ait bir itham olarak Hakk'a revâ görülmeyen, kapitilâsyonlar- tâ o sömürücü düşmânlarımıza peşkeş çekilmiş, aczîmizin, devlet adamlarından mahrum olunuşun eseri mutlak hezimetimizi hazırlayan kamburlarımızdır, hattâ-sebepleri itibariyle- resmî ihanetlerimizdir?

    Bir Kanunî düşünün ki, dünyanın zahirî kaderi iki dudağının arasında... Avrupa'nın ve o zamanki dünyanın en büyük iki devleti Almanya ve Fransa'nın biribirlerini hasmane yediği vasatta, her birisi de diğerinin hezîmetini temine çalışırken, bütün halkları ve devlet ricalleriyle hakemliğine ve himayesine sığınılıyor... Viyana kapılarına kadar Avrupaya hâkim oluyor, vezirleriyle, nâzırlarıyla devlet ricalinin liyakatli, idarî, içtimaî, siyasî ve stratejik kifayetlilik ve ehliyet sahibi olarak dünyaya rota verme vüs'âtında kıtalar sathında at oynatıp, denizlerinde Barbaros'larıyla her birisi bir deniz kartalı bahriyelileri Andre Dorya'ların ve dünya deniz diplomasisinin korkulu rüyaları, lâkin, hâkim oldukları yerlerde de o yerlerin müşvik sahipleri dirâyetinde hem hâkim ve hem de hakîmleri oldukları o adîl hükümrânlıklarında, o Cihân Padişâhı Muhteşem Süleymân -bu isim kendine minnetle râm olan düşmanlarının ithâf ettikleri isimdir- artık bütün mevcudiyetleriyle kendisine râm olan ve elbette her hal ü kârda -birer devlet oldukları cihetle- bir devlet statüsünde münasebette bulunulduğu ticarî, iktisadî, kültürî alışverişlerin tabiî icabı, dünyaya hükmeden bir devletin başında hükmettiği o genişlik ve büyüklükte çok tabiî olarak liberâl olması lâzım geldiği itibariyle, liberâl ekonomi iktizâsı ihtiyacı olanlara; iktisadî güce kavuşturup, ticarî münasebetler tesisi ve devletinin iktisadî varlığını inkişaf ettirme yollarının îcaplarının emredici iktisat ve ticaret kanunları muvacehesinde tabiî ve zarurî olan krediler verme, Ülkelerine yatırımlar yapabileceği gibi kendi ülkesine de onların yatırımlarına zemin hazırlayıcı, yatırımları sağlayıcı teşvik tedbirleri muvacehesinde imkânlar vermesi, arsalar tahsis etmesi lüzûm hâsıl ediyor görülmüşse, onlara kendi şirketlerini de tahsis etme veya onlara ortak kılıcı imtiyâzlar tanıma gibi, istediği an onları geri alabileceği güç sahibiyken, bu gün aynı şeyleri dünyaya, o da, adaletsizlik ve liyakatsizlikle tatbik etmede diyebiliriz ki, Kanunî taklitciliğini üslenen Amerikan İdaresi için bir tehlike varlığını söyleyebilme nasıl akla zevâl sayılabilirse aynen öyle de, o günün konjoktürü icabı hem bu kadar hâkim ve mutlak adl sahibi olduğu dünyaca hükmedilmiş bir cihan padişahının bu muktedir tasarrufu; maarif görmüş, ilim, iz'ân ve irfan sahibi hangi aklı başında fikir ehli tarafından, asırlar sonrası, tarihin mahkümü olmuş bir idarenin elinde tersine mekanizmaya dönüşen çark olarak ve verdiği neticeler itibariyle eş tutularak güya örtüştürüldüğü kapitilâsyonlara denk ve hattâ sebep teşkil ettiği haksız ve izânsız ithamını yükleyebilir ve o tasarrufun büyük devlet adamlığı tasarrufu olduğu hakkını teslim etmemeği hangi insaf ehli Hakk'a revâ görür diye düşünüyorum...

    Bu gün de bu tesânüd ve gücü ruhumuzda, yüreğimizde birleştirip yek vücut bir varlık hâlinde dünya yüzünde tutunabilirsek, gâh bizim ülkemizde yabancıların, gâh onların ülkelerinde bizlerin -nitekim aktif iş adamlarımızın dünya çapında o ülkelerin vatandaşlarıyla eşit şartlarda hür iradeleriyle kabiliyetlerini ortaya koyarak tasarrufta bulunup aldıkları takdire şâyân mufaffak neticelerden müstefit olduğumuz gibi onlara da benzeri ve mukabil hakları revâ görmenin hak şinaslık olacağı noktaî nazarından- artık, erişilen teknolojinin dünyayı bir köy gibi ayağımızın altına serdiği bir atmosferde gücümüz varsa istediğimiz gibi at oynatabilirsek, varsın dünya milletleri de bizimle aynı vasatta bizim onlardan elde ettiğimizin benzeri haklara da onlar bizde kavuştuğu takdirde de hiç bir şeyden korkmadan, yeter ki o azmi bulup ve başaracağımıza îmanla güvenimizi kazanmış olarak o güçte varlığımızı sağlayalım; o takdirde endişeye bizim açımızdan da hiç mahal olmadığı, olmayacağı, hatta insanımızın istidadına iman ederek dünyanın bizim önümüze serileceği günlerin müjdecisi hadiselerin ışığında o günlerin yakın olduğu cihetiyle metin ve temkinli olmanın ötesinde hiç bir menfi duygu ve endişeye kezâ mahal bulunmadığı kanaatini taşıyorum... Rabbim milletimde o ruh dinamizmini tecelli kılsın dilerim... Bütün meselemiz bu...Yapılanları görmek...

    Ferdî , hissî kin, siyâsî ihtiraslara herşeyi kurban edip, Hakkı gizleyip hakikati örtbasla iftiraya peşkeş çekerek muhalefet azizliğinde köstek teşkil etmeden memleketimize bir çivi çakıp temel atana duada Hakk'a tabi olma, hakşinaslığıyla ruh dinamizmine erişirsek, yine bizim hükmetmiş olduğumuz Tarihî İpek Yolu misüllû yakın bir istikbâlde erişeceğimiz dünyâyı çepeçevre tâ uzandığı Çin'den beri, memleketimizin boğazlarından Avrupa'ya, Paris'e, Manş Tünelinden İngiltere kuzeyine nerdeyse dünyayı çemberleyen demiryolu seferberliğimizin nihayet rüyadan, kuvveden çıkıp fiile eriştiğinin fizikî imkânlarıyla hakikatın gözümüze battığı bir atmosferde bunları inkâr eder bir muhalif ruhta, o yegâne ihtiyâç duyduğumuz tesânüd ve ruh dinamiğimizi yok etmezsek, bunun da ötesinde demiryolculukta dünya lideri Japonların burunları dibindeki Çine belki Karaçi'ye, belki Delhi'ye ulaşan demiryolunu Japon adacıklarnın sahillerine, belki bizim Boğaz'larımız genişliğinde bir mesafede Asya sahillerininden bir deniz altı tüneli de onlar inşa ederek, sonra da sahillerinin diğer tarafının baktığı Amarikan Kıtası uzantısındaki sahillerden keza aynı mesafe çerçevesinde bir tünelle varılacağı ahvalde artık okyanuslarda tır dolu gemi konvoylarının, demiryoluna aktarılacağı ve mihverini Ülkemizin teşkil edeceği; şark cihetimizden Kanada'lardan Amerika Kıtası sathında da yenilerinin inşa edileceği muhakkak demir hatları üzerinden, Japon Adaları'nın her iki tarafındaki deniz altı tünelleriyle Japonya üzerinden Asya, Orta Asya; kezâ, bir taraftan Tiflis-Tahran, bir taraftan Şam-Halep- Hicaz- Medine, Mekke; Mısır'dan bir taraftan Afrika kuzey sahilleri, Cebeli Tarık'tan Endülüş Emevîlerinin Başında Türk Kumandan Zeyyâd oğlu Tarık'ın İspanya ve Avrupaya sıçraması gibi, bu taraftan da zaten var olan Türkiye, Istanbul Anadolu Yakası, Boğaz Tüp Geçit-Avrupa Yakası, Avrupa ve bidayette temas ettiğim tâ İngiltereye sıçrama Türkün dünya medeniyetine hükmedeceği BÜYÜK DÜNYA DEMİRYOLU PROJESİ kendimize itimadımızın hakettiğimiz güven timsâli olarak istikbâlden ümitvâr olmamızın delili-muştusudur...

    Bana bu görüş kapısını açan o perspektifli görüş, fikir ve emeğiniz, eseriniz için şükrân ve minnetlerimi sunarım, selâm ve muabbetlerimle efendim...

    Cevap Yaz
  • Ali Niyazi Gül
    Ali Niyazi Gül 20.02.2007 - 21:46

    Uzattı ipi
    Ucu pisti
    Kendine çekti
    Yürüdükçe itti
    Bilen var mı?
    Acaba nedeni?

    Şaşkaloz aklım
    Beni anlamadım

    Ora da mı?
    Bura da mı?
    Doğuda mı?
    Batıda mı?
    Ortada kaldım

    Alsam alınmıyor
    Satsam satılmıyor
    Neyime bakılmıyor
    Benim takılmıyor

    Kendim kendimle
    Benim benimle
    Bir türlü olamıyor
    Ortada sobeleniyor

    Bulandı gerçekler
    Aydınlığı bekleyenler
    Bulantıda sinekler
    Mideler ayakta
    Kusacaklar şafakta

    kısa kısa ama ustaca bağlanmış,çok güzeldi Mehmet abi,yüreğine sağlık.

    Cevap Yaz
  • Atıl Kesmen
    Atıl Kesmen 20.02.2007 - 20:47

    Çok hoş olmuş imge yığını gönülden kutluyorum....Saygılarımla.....atıl kesmen

    Cevap Yaz
  • Mustafa Çalışkan
    Mustafa Çalışkan 20.02.2007 - 18:56

    Bir ömür geçer ülkemde,
    Yalan ve riyakarlıklar içinde
    Gözler hep şanlı söylevlerde
    Gerçeklerse sürünüyor yerde

    Her bir şiiriniz gibi muhteşem. Kutlarım...
    Kalbi Muhabbetlerimle

    Cevap Yaz
  • Ahmet Akkoyun
    Ahmet Akkoyun 20.02.2007 - 18:16

    Alsam alınmıyor
    Satsam satılmıyor
    Neyime bakılmıyor
    Benim takılmıyor

    Kendim kendimle
    Benim benimle
    Bir türlü olamıyor
    Ortada sobeleniyor

    Bulandı gerçekler
    Aydınlığı bekleyenler
    Bulantıda sinekler
    Mideler ayakta
    Kusacaklar şafakta

    Eyvallah Üstâd eyvallah hoş ve şirin bir şiir meydana gelmiş hakikâtlkeri bir güzel şiirdse remz etmişsin yüreğine sağlık
    selamlarımla
    Muhabbette daim ol

    Cevap Yaz
  • Aydın Sevgi
    Aydın Sevgi 20.02.2007 - 17:28

    Dünya İsa Mesihi beklemek te haklı elbette.
    Böyle fevkalade kirlenmiş bir dünyayı sıradan insanlar kurtaramaz...!
    Yüreğinize sağlık..saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • İlhami Erdoğan
    İlhami Erdoğan 20.02.2007 - 15:59

    Yüreğinize sağlık... Birân önce hakikâtleri ayırdedebilecek ve o hakikâtleri ilmin ışığında çağların ötesinde ifâdelendirecek nesillerin yatırımını yapmak lâzım.. başka türlü gerçekler hep yerlerde sürünmeye devam edecek...

    Cevap Yaz
  • Tamer Çakı
    Tamer Çakı 20.02.2007 - 11:54

    en iyisi hiç bilmemek hiç farkına varamamak galiba...bilmek çıldırtıyor...farkına varmak dağ gibi yük bindiriyor...düşündükçe-aklettikçe (ki düşünmemek mümkün değil) hafakanlar basıyor...kalemin vebali,şairin-aydının sorumluluğunun bir tezahürü de bu olsa gerek...duyarlı,sorumlu davranışınızın ürünü olan bu şiir için kutlarım,saygılarımla efendim

    Cevap Yaz
  • Duygu Bedir
    Duygu Bedir 20.02.2007 - 11:15

    Bence de... Tebrikler. Sevgiler

    Cevap Yaz
  • Ünal Kar
    Ünal Kar 20.02.2007 - 10:32

    Bulandı gerçekler
    Aydınlığı bekleyenler
    Bulantıda sinekler
    Mideler ayakta
    Kusacaklar şafakta


    selam ve saygılarımla kutlarım nefis çalışma...

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 21 tane yorum bulunmakta