Adana'nın kara sıcağında pamuk ırgatlığı yaptığımız yıllardı. Daha on beşinde bıyığı terlememiş bir çocuktum.
Babamı kaybetmiş, ölümün ne demek olduğunu henüz öğrenmiştim. Ama yoksulluğun ne demek olduğunun halâ farkında değildim anlaşılan.
Yedikardeş, bir annem, bir anda bütün zor şekli ile fakirliği tanıdık. Annem evin reisi olmuş, bildiği tek iş olan pamuk toplamaya ailecek bizleri de götürüyordu. Beyaz altını toplamak için henüz güneş doğmadan traktörlerin römorklarına komşularla birlikte,
Çocukların bağrışmalarıyla doluşurduk.
Kardeşlerim, sabahın ayazında annelerine biraz daha sokularak ısınmaya çalışırken, küçüklerin gözlerinden hala bitmeyen uykuları akardı.
Merhametsiz karanlık içindeyim
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Devamını Oku
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum