gökyüzü harabeye döndü,
kan tokmakları yıkıyor
beynimin çalılıklarını.
bedenini namlunun ağzına
sermişler felluce.
kan çanağına döndü
Sağır düşmüş toprağa
Döksün bulutlarını gözlerim.
Kan kırmızısı bulanık uykularda
Çarmıha gerin rüyaları.
Beyaz bir sayfa gibi
Taşıdım ölüm satırlarını
kaldırımsız yüzler
biz kaldırımsız yüzümüzde
çırılçıplak güneşle
çeperlerini öreriz özgürlüğün,
ağzımızın kenarında bir parça kan
portakal ağacı yüzüyle
kanımız bayram şekeri gibi tatlı,
çekiyor kana susamış keneleri,
doluyor gökyüzünün çizmeleri
gözyaşından felluce!
çığlıklar birbirine dolanıyor dillerde,
yüzün asimavisi göklerin kalesi
hewal
ses ver
yaşadığını bilem
güneş düştü çıplak bedeninden
Kırıntıları kaldı ayak altında
başı vurulmuş yağmur damlaları
ayaklar altında gömüldüler toz zerrelerine
gölgelerin bedeninde uçurtma kuraklığı
Siz beyinlerinizi muşambadan
Kafatası duvarı içinde taşıyanlar,
Siz kalplerini ham güneşte
Pişirenler,köpekleri doğuruyor diliniz,
Semiz bir uşak gibi uzanıyor
gövdenizde gece,siz düşlerini
ruhların senfonisi
ruhumun gölgesi golgotha tepesi
lime lime acılarımda yeşeriyor
paçavra sinesiyle güneş.
toprağın bedeninde ölüm
kemiriyor yüzümdeki tapınağı.
yaser arafat
ebu ammar
koptunya buğday başaklarının gülümseyişinden
rüzgar öfkesini serer denizin üzerine şimdi
sahipsiz kalmaz ardından sapana sürülen taşlar
bakışlar yağmura karıştı mendillerde yaser.
Boşuna aramayın asit kuyularında öldürdüklerinizi
Ölüler onlar mı
Yoksa bugünkü yok saydığınız milyonlar mı?
Ama yaşıyor
Ölüler bugünde inadına topraktan
Yeşererek göğe doğru
ona kısaca 'imgeci' diyebiliriz baktığım şiilerinde olabidiğince imge kullanıyor ve bunu güzel yapıyor açıkçası...