insan hasretin derinliğine vardıkça acısını aldıkça vuslata yakarış kaçınılmaz oluyor...
Ey benim gülüşü ömre bedel,
susuşu kalbe keder sevdiğim!
Sen ki mutluluğa nedensin,
canımda nefes...
İstemem senden uzakta
padişah olsa yanıma eş,
Meçhul sevdaların azmettirdiği yitirilmiş benliğin failiyim.
Gururu aşkla, güveni lafla, yarını ahla değiştiren başarısız bir tüccar...
Öksüz kalan hayallerin peşinden koşan ayağı kırık koşucu; bitiş çizgisi olmayan alanda...
Tavşana yenik düşen aslanın mahcubiyetini giyindim derinlerde bir yerde gizli kalmış, unutulmuş sevinçlerin gücünden mahrum yüreğimin üzerine...
Kimsesiz,çaresiz suskunlukları görev edindim kendime. Zaten çığlıklar atıp içimdekileri kussam ne sussam ne?
Beynimin haykırış ezgileriyle dans ediyorum yanlızlığımla.
Umutsuzluğumun ardına gizledim mutsuzluğumu.
Her geçen günde tükenen ümitlerin gidişine bağladım suskunluğumu.
Giderek artan vuslata karşılık azalan ömrümün, küstahça galibiyet sevinçleri atan hayata yenilişine sardım yaralarını....
Benliğimin sensizliğine değilde bensizliğine ağladım daha çok.
Düşündüm...
Mazide bıraktığım pişmanlıklarımdın sen
Sahte sevgilerde yol alırken gözlerinde biten durağım
Tende olmasanda,kalbe sığan tek yakınım
Farz etki hiç tanımadın diyorum gönlüme
Çaresizliğinde boğulmadın,
Tutuşup kavrulmadın isminin her hecesinde
Ağızdan çıkan her bir kelime vuruyor tene.
Ya bir çuvaldız oluyor dudaktan dökülen
ya da ipeğe dönüşür her harf içi ürperten
Konuştuğun karşındakinin anladığı kadardır derler.
Her cümleye girdiği kulak yükler anlamı...
Peki ya suskunluk...?
Hayat...
Kimi için kayıplarla dolusun,kimi için kazanç sayılan yanılgılarla çok azı içinse gerçek kazançlarla...
Ama illede tatlı olmamakta ısrarın.
Hep mayhoş bir tat bırakıyor,
gülerken hüzünlere boğuveriyorsun bir anda.
Bir kısımda aydınlık varken karartıyorsun koca bir yanını
Bumu hayat dedikleri şey?
Menfaatler,yalanlar,anlık hevesler...
Hayatın özeti bu bitmek bilmez bencillik mi?
Değer verileni beklemek yada değer görmek için zulmetmekmi?
Çivisi çıkmış insanlığın çekicini kaybetmişiz artık.
Simsiyah bir gecede gönlümdeki yıldızları kaydırıp seni dilerken gözlerini çağırdım uykularıma...
Gülümseyişinde saklı yaşama sevincimi aradım kuytu yalnızlığımda.
Sesinin soğuğunda ısıtmak istedim üşüyen ellerimi;
kabullenemedi gönül hala gittiğini...
Haziran sıcaklığını getirdiğin ömrüme şubatın ayazını bırakıp çekildin kenara.
Bu değildi düşlediğim... Seni sevmenin tarifsizliğine sensizliğin acısını eklemek değildi..
Her geceyi yeni güne adınla zincirlerken güneşin sönüp küllerinde donacağım geçmemişti aklımın ucundan.
Sesini nefesim sayıp vuslatın günlerini sayıp gebertemediğim özleminle boğuşurken imkansızlık değildi aramızdaki yollar.
Şimdi bölük pölçük hayallerim. Tümcelerim devrik öznesi gizli kaldı yok kim sorusuna cevabı...
Seninle başladığım konuşmalarda cümlelerim yağmur misali dökülürken dudaklarımdan;
şimdi heceler can çekişiyor dişlerimin arasında ve yağmurlar gözlerimden akıyor.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!