orda savrulan bir suskunluksa saçları
zil çalınca çantadan kurtulup çayırlara
ilk durakta ve sonra ayakları burkulan
bilekleri berkilmiş ve sendeleyen çocuklar
rüzgarda bir bekleyiş kanatları dağılan
yeni bir coğrafyada, yeni bir cebirle
bir ilk yaz annesiyle yepyeni birlikte
bir aferinde doğrulan yeniden ve
okumayı yazmayı ancak orada söken
kamaşan gözleriyle en son bakıp da güne
o bilinmez hüner onları çağırırsa
koşarak güne gökkuşağı dokuyan ve
eskimez bir günü o mavi çadırlara
taşıyan çayların topuklarıyla, gümüş
bir kalemi gökte bularak kıpırdatan
ışığı yontup parlatır gözlerinde
bir ürperiş ardında çıplak camekan
öpülen tende gizem yok olur çünkü
çocukları öperek yakar anneler
orda eskiyen bir güneşse kararsız
kavrulur aşk ilk bakışla beraber
orada çağrılmaz o nereyse insan
artık ne evi ne şarkısı ne onun
sonu niçin asla hem nasıl ve kim
orada kavrulan bir kayboluşsa zamansız
balçıkla sıvanmış bir deniz inler mutlaka
çıkıp yolu sorar bir tayyar “gördünüz mü hiç,”
ve bir fener ışığı çenter kalbini son kez
içindeki dalgınlığa çarparak uzaklardan
şafakta beklemiş bir asker hiç konuşmayan
(Batık Değirmenler, 1997)
Hakan ŞarkdemirKayıt Tarihi : 24.6.2004 09:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Turhan Toy
TÜM YORUMLAR (3)