Gece yarısı çalan telefon, hayra alâmet olmamalıydı. Karşıdan gelen ağlamaklı ses, dilinin ucunda biriken cümleleri döküp dökmemek arasında bir süre kararsız kaldıktan sonra, tüm cesaretiyle söyleyiverdi:
- 'Nasılsın? '
Tanıdık bir yabancı gibi geliyordu sesi.. Oysa nasıl unutulurdu her geceyi sabaha kavuşturan telefon konuşmaları.
- 'İyiyim..' dedi, boşta kalan eliyle yanı başındaki masadan destek alırken..
Geç kalınmış bir görüşmeydi bu. Verilen sözler tutulmaktan sıkılmış, kurulan hayaller yıkılmaya kendini adamış, gözyaşları yastığı ıslatmaktan vazgeçmişti.
Ama canlanıverdi işte her şey yeniden, ruh girdi tekrar bedene ve doğruluverdi yattığı yerden.
- 'Seni görmeye geleceğim, seni özledim'
Özlemek, görmeyeli anlam değiştirmiş olmalıydı.
Özlemek, bir telefon görüşmesinden ibaret bir hâle düşünce yitirdi anlamını.. Özlemek, her gece ondan kalan son parçayı koklamak, gözünden damlayanları bir bir ona akıtmak, onsuz geçen her gece yaşamdan bir gün daha eksiltmenin verdiği çaresizlik..
Özlemek, umutsuz gibi görünse de bağlamak değil miydi umutlarını, hiç gerçekleşmeyecek bir hayalin kendisine..
'Seni özledim, yanına geleceğim'...!
Bu değildi özlemek..
'Ben de, ben de seni özledim' demek istedi karşısında inandığı o sese..
Ama diyemedi; çünkü özlemek bu değildi..
Kayıt Tarihi : 2.6.2011 12:33:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Raziye Aktaş](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/06/02/ozlemek-133.jpg)
SAVAŞMAKTIR, YAŞLANMAKTIR, BOŞ YAŞAMAKTIR, ÖZLEMEK...
VE SEVMEKTİR,, SESTİR,, AŞKTIR,, TEK KİŞİLİK MUHABBETTİR ÖZLEMEK...BÜTÜN BUNLARDAN SONRA, ARTIK SADECE SUSMAKTIR, SUSMAK ZORUNDALIKTIR ÖZLEMEK...
BİTMEYECEK OLAN YOLUN BİTİŞİDİR ÖZLEMEK...
AVUÇLARI BOŞ KALMAKTIR ÖZLEMEK,
SENSİZ OLMAKTIR ÖZLEMEK,
SENSİZ KALMAKTIR ÖZLEMEK…….. gönlünüze sağlık.. 10 puan....
TÜM YORUMLAR (1)