yangınımız söndü demek!
bir sıkımlık canımıza
bir avuç su tam geldi
senden sonra,
bir is kokusu kaldı evde
yürümek istedim seninle
hiç bilmediğimiz bir yerde
yürüyemedik...
yarı yolda kaldım bir başıma
geriye döndüm,
ne sen vardın, ne izin
inceden bir ses, uğultu kulağımda
belki son, belki ilk
geçen günler kolunda...
bu son bölüm!
perde kapanıyor
ne renkler çaldım tuvale
hiçbiri düşlerim değil
ne yüzler resmettim
hiçbiri sen değil...
kim, neden verdi bu paletle fırçayı elime
bir düşkırıklığıydı iliştirdiğim resmine
Ne caddelerini seviyorum İstanbul'un
Ne de bulvarlarını...
Tek sevdiğim Şair Leyla Sokağı!
Ne Ortaköy'de dolanmak keyif bana
Ne Bebek'te sabah kahvaltısı,
Sen yokken,
Geçmek bilmek günler
Bol bol çekirdek çıkladık
Epeyce de lafladık
Ben, mehtap ve midyeler...
Bir ara
Profesyonel hüsranlarımla
Örttüm Tabula Rasa'mı
Üstüne de
Çömez yaşama sevincimden
Patates baskı yaptım.
Kadıköy'den Beşiktaş'a 15.15 seferi
Köhne bir vahur yanaştı iskeleye
Tit-Antik koydum ismini.
Aldırmadım bahar ayazına,
Nevazili göze aldım.
İç çebimden çıkardım
Temmuzumun dibi tuttu
Mutedil iklimler üfledi yanıklarıma
Olmadı...
Sönmedi ateşler
Yosun oyalı kumsallarda.
Susmadı avazı gitarın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!